Writer, Photographer, Journalist

Tarih/Anı/Kent

Strabon evet! Amasya doğumlu olduğu söylenen ve fakat Hitit Kapadokyası konusunda hiç bir bilgi bırakmayan Strabon’a nereden nasıl yaklaşacağız ve Urartu arkelojik kazı çalışmalarına ‘kalifiye kazıcı’ olarak katılan Abdurrahman Aydın ile Urartulardan kalan mağaralar konusunda söyleşi…

Strabon evet! Amasya doğumlu olduğu söylenen ve fakat Hitit Kapadokyası konusunda hiç bir bilgi bırakmayan Strabon’a nereden nasıl yaklaşacağız ve Urartu arkelojik kazı çalışmalarına 'kalifiye kazıcı' olarak katılan Abdurrahman Aydın ile Urartulardan kalan mağaralar konusunda söyleşi...

Tarih, tek tek bireylerin istemleri doğrultusunda olsaydı, daha mı iyi olurdu? Yanıt verilemeyecek günümüzde sarsıcı bir sorudur bu. Nesnel durumlar, yaşayan canlı yerel kaynaklar o bölgede yaşayan insanlarla, bireysel –  topumsal bellek karşımıza çıkar. Onların verdiği anlatılar kralların, feodal oligart derebeylerin, diktatörlerin kısacası kimilerinin hoşuna gitmeyebilir de. Serberst düşünen bireylerden oluşan kitlesel bellek dağarında bulunanlar […]


Türkiye’de kaç tane Olympos var sanırsınız? Ben bunların birisini Köyceğiz’de Sultaniye Termali arkasında ellerimle koymuş gibi buldum… Erken tarih öncesi çağlarda Roma Hamamları diye anılan ve bugün Sultaniye Termali diye tanınan yerdeyiz. Duygularımızı gemlemek, doğal ve yansız olabilmek için kendimizi zorla zaptediyoruz şu anda. Çevre, orman, kıpırtılı göl suları ile bir aradayız ve Muğla Köyceğiz’de bir Yuvarlak Çay Söylencesi ve Köyceğiz Belediye Başkanı Sayın Salih Erbay ile bu konuda söyleşi…

Türkiye’de kaç tane Olympos var sanırsınız? Ben bunların birisini Köyceğiz’de Sultaniye Termali arkasında ellerimle koymuş gibi buldum... Erken tarih öncesi çağlarda Roma Hamamları diye anılan ve bugün Sultaniye Termali diye tanınan yerdeyiz. Duygularımızı gemlemek, doğal ve yansız olabilmek için kendimizi zorla zaptediyoruz şu anda. Çevre, orman, kıpırtılı göl suları ile bir aradayız ve Muğla Köyceğiz'de bir Yuvarlak Çay Söylencesi ve Köyceğiz Belediye Başkanı Sayın Salih Erbay ile bu konuda söyleşi...

Tarih öncesi çağlarda Roma Hamamları diye anılan ve bugün Sultaniye Termali diye tanınan yerdeyiz. Duygularımızı gemlemek, doğal ve yansız olabilmek için kendimizi zorla zaptediyoruz şu anda. Çevre, orman, kıpırtılı göl suları ile bir aradayız. Bir kültür algısı olarak sağlık sorunları ile termal suları ilişkisi algısı çok erken çağlarda insanların dikkatini çekmiş olmalı. Tarih öncesi çağlarda […]


Sarıkamış’tan Batı’ya nüfus hareketleri, Soyaile Onur Büyüğü Sayın Cihat Şenocak ile Onur Büyükleri Sayın Cemalettin Şenocak anısına yolculuk; Her yaz, her hafta sonu buraya gelen bir insan, bu tren sesi ile uyandı sabahları ve emekli olunca Doğu Ekspresi’nde Sarıkamış’a giderken buldu kendisini. Neden böyle diye sormayın! Bakın izleri var! Boş arı kovanları! Türkiye’de ilk kez radyoda arıcılık konusunda yön veren Cemalettin Şenocak dağdağalı Ankara günleri ardılı, Sarıkamış’a gitmediği yıllarda bu evde yaşadı ve tren sesleriyle her sabah uyandı ve düşünde Doğu Ekspresi ile Sarıkamış’a biletsiz giden ruhunu son vagonda yakaladı. Şimdi; ‘ondan geriye ne kaldı,’ diye sessizce sorabilirsiniz?

Sarıkamış'tan Batı'ya nüfus hareketleri, Soyaile Onur Büyüğü Sayın Cihat Şenocak ile Onur Büyükleri Sayın Cemalettin Şenocak anısına yolculuk; Her yaz, her hafta sonu buraya gelen bir insan, bu tren sesi ile uyandı sabahları ve emekli olunca Doğu Ekspresi'nde Sarıkamış’a giderken buldu kendisini. Neden böyle diye sormayın! Bakın izleri var! Boş arı kovanları! Türkiye'de ilk kez radyoda arıcılık konusunda yön veren Cemalettin Şenocak dağdağalı Ankara günleri ardılı, Sarıkamış'a gitmediği yıllarda bu evde yaşadı ve tren sesleriyle her sabah uyandı ve düşünde Doğu Ekspresi ile Sarıkamış'a biletsiz giden ruhunu son vagonda yakaladı. Şimdi; 'ondan geriye ne kaldı,' diye sessizce sorabilirsiniz?

Yeşil yapraklar arasındaki kırmızı çatılı evin önündeyiz. Hem de yıllara sığan anılar toplamı önündeyiz. Hemen evin yanından hızla geçen arabalar vurmadan bize, biz kapıyı vurmadan sesizce bahçeye girdik. Beş on adım atınca önde açılan bir alanın ucunda ağaçlarla çevrelenmiş bir yamacın yükselişini görüyoruz. Çok gitmedik. Sağa döndük ve evin arkasından girişine terasa çıktık. Bir sundurma […]


Sahaflık nedir? Latince, Grekçe, Almaca, Fransızca, genelde bu kitapların hepsinin doğum tarihleri romen rakamıyladır. En basitinden romen rakamlarını bileceksiniz. Mesela mcdd bilmem ne falan filan, bunu okuyacaksınız ki bu kitabın doğum tarihini bileceksiniz çok önemli. Bunu takiben, o kitabın Latince mi, Rumca mı, Ermenice mi, Gürcüce mi, Rusça mı, Bulgarca mı olduğunu tayin edeceksiniz, artı bu kitabın neden bahsettiğini tayin edeceksiniz. İçindekilerin ne olduğunu bilmeniz lazım. Onu müşteriye satarken, içinde böyle böyle şeyler olduğunu, bu bilgileri kapsadığını, bunun sizin araştırma konunuza dahil olduğunu, bu kitaptan faydalanmanız gerektiğini, veyahutta en azından bu kitabı görüp kaynaklarınıza eklemenizi diye bizim onu yönlendirmemiz lazım… Evet, Tommiks Teksas takas ederek başlayan bir öykü ve Orhan Veli, Kemal Tahir, Orhan Kemal kitapları nasıl imzalardı ve Sayın Halil Bingöl ile söyleşi, 1. ve 2. bölüm

Sahaflık nedir? Latince, Grekçe, Almaca, Fransızca, genelde bu kitapların hepsinin doğum tarihleri romen rakamıyladır. En basitinden romen rakamlarını bileceksiniz. Mesela mcdd bilmem ne falan filan, bunu okuyacaksınız ki bu kitabın doğum tarihini bileceksiniz çok önemli. Bunu takiben, o kitabın Latince mi, Rumca mı, Ermenice mi, Gürcüce mi, Rusça mı, Bulgarca mı olduğunu tayin edeceksiniz, artı bu kitabın neden bahsettiğini tayin edeceksiniz. İçindekilerin ne olduğunu bilmeniz lazım. Onu müşteriye satarken, içinde böyle böyle şeyler olduğunu, bu bilgileri kapsadığını, bunun sizin araştırma konunuza dahil olduğunu, bu kitaptan faydalanmanız gerektiğini, veyahutta en azından bu kitabı görüp kaynaklarınıza eklemenizi diye bizim onu yönlendirmemiz lazım... Evet, Tommiks Teksas takas ederek başlayan bir öykü ve Orhan Veli, Kemal Tahir, Orhan Kemal kitapları nasıl imzalardı ve Sayın Halil Bingöl ile söyleşi, 1. ve 2. bölüm

Kitap okuma yasakları ile ünlü korku çağı yıllarında, kitap kokusu ile çıldırma ‘vakaları’ görüldüğü söylenir. Buna ‘delilik’ diyenler vardır. Kitap insan arasında süren mistik ilşikidir bu. Kitap kokusu aslında şöyle ki kağıt mürekkep kokusudur. Bu bir anlamda insanın kendine dönme yolunu arayışı sırasında o yola bir eşikten atlama aşamasında olur. Çoğu kişi o eşikten atlama […]


Datça’yı bir ‘Huzur Kent’ yapmak isteyen bir belediye başkanı, masal masal içinde bugün etkin aktif sunumda. Belediye Başkanı Sayın Tokcan ile söyleşi; Datça’yı dünyaya açmak, tanıtmak gibi bir düşümüz oldu. Ben Yarımada’da olan her olayla ilgileniyorum. Orada bir sünnet varsa, orada bir düğün varsa, orada bir hastalık varsa biz oradayız ve köylülerimizin yanındayız. Bütün dünyayı Datça’ya bekliyoruz, dünyadaki insanları ikiye ayırıyoruz. Datça’yı görenlerle görmeyenler diye bir tanım var. Gelsinler görsünler, diyor.

Datça’yı bir ‘Huzur Kent’ yapmak isteyen bir belediye başkanı, masal masal içinde bugün etkin aktif sunumda. Belediye Başkanı Sayın Tokcan ile söyleşi; Datça’yı dünyaya açmak, tanıtmak gibi bir düşümüz oldu. Ben Yarımada’da olan her olayla ilgileniyorum. Orada bir sünnet varsa, orada bir düğün varsa, orada bir hastalık varsa biz oradayız ve köylülerimizin yanındayız.  Bütün dünyayı Datça’ya bekliyoruz, dünyadaki insanları ikiye ayırıyoruz. Datça’yı görenlerle görmeyenler diye bir tanım var. Gelsinler görsünler, diyor.

Datça’da aktif etkin ve özgün bir çocuk şenliği yapıldı beş altı hafta önce. Birkaç bin çocuk, çocukluklarını doya doya yaşadılar; anne ve babalar mutlu oldu. Çocuğu sevinçle dolup taşan hangi anne ve baba mutlu olmaz! Datça ile ilgili masallar canlandırıldı. Şöyle ki bir masal kahramanı ortaya çıktı bu anlatılarda. Bu masalda bakın ne var! Datça’yı […]


Sarıkamış’tan Batı’ya nüfus hareketleri.. bir ailenin üçüncü ve dördüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmada bir arada olacağız. ‘Nüfus hareketleri ile yer değiştiren insan için onunla koşan ve onu algılayan zihinsel bir bellek’ işlevini üstlenir, yazma eylemi. Böyle bir törensel gün içinde Ankara’da olduk. Yazma eylemi dirimsel bir törendir. Yüzü ileriye dönük bu yaşam gustosunu geleneksel bağlarıyla üçüncü, dördüncü kuşakta ve bu törensel ortamda gördüm.

Sarıkamış'tan Batı'ya nüfus hareketleri.. bir ailenin üçüncü ve dördüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmada bir arada olacağız. ‘Nüfus hareketleri ile yer değiştiren insan için onunla koşan ve onu algılayan zihinsel bir bellek’ işlevini üstlenir, yazma eylemi. Böyle bir törensel gün içinde Ankara’da olduk. Yazma eylemi dirimsel bir törendir. Yüzü ileriye dönük bu yaşam gustosunu geleneksel bağlarıyla üçüncü, dördüncü kuşakta ve bu törensel ortamda gördüm.

Kars Platosu’ndan Batı’ya nüfus hareketleri.. bir ailenin üçüncü ve dördüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmada bir arada olacağız. Doğu Ekspresi ile Kars’tan geri dönüyor ve Ankara’ya varıyoruz. Günübirlik yaşayışla birlikte, törensel anlar ve günler de var insan yaşamında. Bu satırların yazarına göre, ‘nüfus hareketleri ile yer değiştiren insan için onunla koşan ve onu […]


Stockholm, Östermalms Saluhall, Viking yemek kültürünün devamı için yüz yıl önce hizmete sunulan fantastik tarihi bir mimari eser

Stockholm, Östermalms Saluhall, Viking yemek kültürünün devamı için yüz yıl önce hizmete sunulan fantastik tarihi bir mimari eser

İster yaz mevsimi olsun, isterse fotoğraftaki gibi kış mevsimi olsun, dışarıdan bakılınca orta çağ bir müze havası veren kübik bir yapı. Mevsimler ve aylar çnemli değil, içeriye girince deniz ürünleri başta olmak üzere tüm balık, kuş çeşitleri ile en iyi et ve türlü ağız tadına ses veren meze marketlerinin burada olduğunu hemen anlıyorsunuz. Keskin sirkeli […]


Kars Platosu, Coruh Kanyonları, antrapoloji, yerel tarih ve çocukluk anıları; doğa, çevre, insan; yerine göre toplumsal ve yerel tarih gravürleri gibi görsel çağrışımlarla gelen öykü kişileri bu anılarda sahne alır ve yerel tarih mirası olarak geride kalırlar.; ‘Soyaile’ Onur Büyüğü Sayın Celal Şenocak ile söyleşi

Kars Platosu, Coruh Kanyonları,  antrapoloji, yerel tarih ve çocukluk anıları; doğa, çevre, insan; yerine göre toplumsal ve yerel tarih gravürleri gibi görsel çağrışımlarla gelen öykü kişileri bu anılarda sahne alır ve yerel tarih mirası olarak geride kalırlar.; ‘Soyaile’ Onur Büyüğü Sayın Celal Şenocak ile söyleşi

Bir toplumun yerel tarihi nasıl yazılır? Resmi tarih dışında, düzmece olmayan bir tarih! Çocukluk anıları hem yerel toplumsal tarih, hem o bireyin kişilik tarihi hem de içinde bulunduğu aile tarihini içerir. Tümüne bakınca tıpkı bir sarkacın salınımı gibi anlatı varyantlarıyla temel öykü sahne alır. Öteki açıdan anlatılar kimyasal bir ayrışma gibidir de. Konular öbekler halinde, […]


Adana’da bilardo imgelemi… Taş plak evet… komparsita çalıyor bugün… Turgay Bey ve bilardo ve Adana bilardo tarihine giriş…İlk fotoğrafta hem estetik olan hem zor olan bir vuruş var. Pek çok bilardocunun yapamadığı bir vuruştur bu. Yapılsa bile isabet oranı her bilardocuda aynı düzeyde olmaz. Çok çalışma isteyen bir vuruştur. Salt bilek, parmak devinimi ve refleksi değildir. Aynı zamanda bedenle – topun, çubuk/ısteka aracılığı ile zihinsel olarak da yakınlaştığı an başarı oranı yükselir ve vücut ısısı ile de tam bir konsantrasyon/yoğunlaşma ister ve bekler. Bu estetik vuruşa; “PİKE” deniliyor.

Adana'da bilardo imgelemi... Taş plak evet... komparsita çalıyor bugün... Turgay Bey ve bilardo ve Adana bilardo tarihine giriş...İlk fotoğrafta hem estetik olan hem zor olan bir vuruş var. Pek çok bilardocunun yapamadığı bir vuruştur bu. Yapılsa bile isabet oranı her bilardocuda aynı düzeyde olmaz. Çok çalışma isteyen bir vuruştur. Salt bilek, parmak devinimi ve refleksi değildir. Aynı zamanda bedenle – topun, çubuk/ısteka aracılığı ile zihinsel olarak da yakınlaştığı an başarı oranı yükselir ve vücut ısısı ile de tam bir konsantrasyon/yoğunlaşma ister ve bekler. Bu estetik vuruşa; “PİKE” deniliyor.

Turgay Bey ve ailesini tanıdıktan sonra zihnimde yer etti ve Adana kent olarak yaşamaya başladı. Adana’yı ve Sayın Turgay Bilgin’i son yedi yıldır kader birliği yaptığım, eşim Feryal Hanım nedeniyle tanıdım. Turgay Bey, Feryal Hanım’ın dayısı olur. Adana, Turgay Bey ve oğlu Bora ile oynanan bilardolar daha renkli ve çekişmeli hem de öğretici olur. Adana’ya […]


Osmanlının çöküş yıllarında yüzü Batı’ya dönük nüfus hareketleri ve ‘Soyaile’ Onur Büyüğü Sayın Keramettin Şenocak ile söyleşi; “Diyor ki, 1877-78 Osmanlı Rus savaşından sonra Kars, Ardahan ve Batum şehirleri Rusya’ya veriliyor. Sınır Bardız’ın yarım saat batısında, Hanas’la Bardız arasından geçiyor. Bardız, Göreşken, Zakim.. yani bizimkiler Ruslarda kalıyor.”

Osmanlının  çöküş yıllarında  yüzü Batı'ya dönük nüfus hareketleri ve ‘Soyaile’ Onur Büyüğü Sayın Keramettin Şenocak ile söyleşi; "Diyor ki, 1877-78 Osmanlı Rus savaşından sonra Kars, Ardahan ve Batum şehirleri Rusya’ya veriliyor. Sınır Bardız’ın yarım saat batısında, Hanas’la Bardız arasından geçiyor. Bardız, Göreşken, Zakim.. yani bizimkiler Ruslarda kalıyor."

Sınır olmak ve sınırda olmak! Kars Platosu’nu sık sık saran sosyal, siyasal, ekonomik güç bağlamında  uzun yıllar boyu süren istikrarsızlık vardır. Bu bağlamda belirsizlik rüzgarlarının şiddetle estiği Batı’nın Doğu’su Hıristiyan Çarlık Rusya’sı ile evet, Orta Doğu’nun Batı uzantısı İslam Arap Şeriatçısı Osmanlının kamplaşması ile Kafkasya’daki boşluğun hangi güçler tarafından doldurulacağının kestirilemediği yıllar söz konusu. Batı’nın Doğu uzantısı […]


Sarıkamış’tan Batı’ya Kırklareli’ne göç, bir aile üç kuşak ve nüfus hareketlerine bağlı bir evlilik töreni… Yaklaşık yüz yıl süren üç kuşak öyküsü; 1920′lerde doğan Niyazi Ağbi ile Suna Abla’nın torunu ve Kars Platosu’ndan Trakya’ya ince/uzun yol… Söz yaşlanmaz! Zaman değişir, insanlar, duygular, aşklar değişir, fakat yazılan sözler değişmez ve hep yaşar, tıpkı fotoğraflar gibi…. ve üç mektup…

Sarıkamış'tan Batı'ya Kırklareli'ne göç, bir aile üç kuşak ve nüfus hareketlerine bağlı bir evlilik töreni... Yaklaşık yüz yıl süren üç kuşak öyküsü; 1920′lerde doğan Niyazi Ağbi ile Suna Abla’nın torunu ve Kars Platosu’ndan Trakya’ya ince/uzun yol... Söz yaşlanmaz! Zaman değişir, insanlar, duygular, aşklar değişir, fakat yazılan sözler değişmez ve hep yaşar, tıpkı fotoğraflar gibi.... ve üç mektup...

Bir ailenin birinci, ikinci, üçüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmadan kır düğünü fotoğraflarıyla birlikte olacağız bugün. Belge olan söz de burada. Sözün büyüsü de burada işte. Söz yaşlanmaz! Zaman değişir, insanlar, duygular, aşklar değişir, fakat yazılan sözler değişmez ve hep yaşar, tıpkı fotoğraflar gibi. Tören görsellikleriyle üç kuşak… 60’lı yıllarda Selviye Hanım’ın babası […]


Bedrettin Cömert’ten Mektup, 27 Şubat 1972, İlk mektubumda, niçin yazı göndermekte geciktiğimin nedenleri…’

Bedrettin Cömert'ten Mektup, 27 Şubat 1972, İlk mektubumda, niçin yazı göndermekte geciktiğimin nedenleri...'

Bir kitap cildi yapacaksınız işte! Ciltleyin bakalım binlerce harfle, sözcükle dolup taşan kağıtları! Basılmış yüzlerce sayfa eşit oranda kesilecek ve değişik renkli ipliklerle dikilerek ciltlencek ve okur önüne çıkacak! Her şeyi bir yana bırakın! İşte basılmış kağıtlar yanınızda. Sorarım yine de; salt araç, gereç, avadanlık yeter mi? En gerçek sahneler nasıl yazılır böyle dalgalı bir […]


Peru, Copacabana Gölü üzerinde insanlığın gözünden uzak, fakat tanrıların arabalarına çok yakın Uros’a yolculuk

Peru, Copacabana Gölü üzerinde insanlığın gözünden uzak, fakat tanrıların arabalarına çok yakın Uros'a yolculuk

Bugün, Peru’ya bağlı, fakat tanrıların arabalarına çok yakın bir yerde ve hem de tarihin kıyısında unutulmuş Uros halkının yaşadığı yeri görmek üzere yola çıktık. Toplam birkaç yüz kişiyi kapsayan bu isim, yazısız bir kavmi tanımlar. Duraksız yüze yüze, kıymık boyu yer değiştiren bir adacık. Sözlüklerde, bu adı bulamazsınız. Fakat talih yüzünüze güldü Peru’ da Uros […]


Cömert’ten Mektup, 9 Şubat 1972, ‘Başımdan geçen dertleri sonra genişçe anlatırım…’; Beşinci yazı

Cömert'ten Mektup, 9 Şubat 1972, 'Başımdan geçen dertleri sonra genişçe anlatırım...'; Beşinci yazı

Şöyle ki; ‘..acele yazıyorum. Yazıyı postaya yetiştirmek…’ betimi, mektuptaki ikincil doğrudan işlevsellikle donanımlı. Evet bir yazı var, postaya yetişecek, bir de ‘o güne dek yanıt verilemediği için üzülme..’ ve ‘teşekkür’ ve daha sonra yazılma sözü verilen, açılıma ucu açık tanımlama var. Bedrettin Cömert’in ilk mektubundan bir pasajı bir daha izleyelim. ‘Ankara, 9 Şubat 1972 ‘Kardeşim […]


Kars Platosu’nda sosyal doku, Sarıkamış 1936, beş kardeşli çekirdek aile, üçü kız kardeş…

İstanbul, Pera, Beyoğlu 1936 bir yanda dursunlar. Sarıkamış 1936 bir yanda beklesin. Paris, Londra, New York gibi kentlerde 1936 nedir ne değildir? Bakalım! Bu fotoğrafta iki önemli toplumsal ve tarihsel öge var. BİR; bu aile bir çekim merkezidir. İKİ; 1936, yönetici bir aile var karşımızda. Bu aile, fotoğraf merkezinde gördüğümüz bir ‘aile büyüğü’ ile tarih […]


Sarıkamış’tan Batı’ya göç, dün; bir aile ve nüfus hareketleri ile bugün; On yedinci yazı

Kars Platosu’ndan Batı’ya nüfus hareketleri.. bir ailenin üçüncü ve dördüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmada bir arada olacağız. Doğu Ekspresi ile Kars’tan geri dönüyor ve Ankara’ya varıyoruz. Günübirlik yaşayışla birlikte, törensel anlar ve günler de var insan yaşamında. Bu satırların yazarına göre, ‘nüfus hareketleri ile yer değiştiren insan için onunla koşan ve onu […]


Sarıkamış’tan Batı’ya göç, dün; bir aile ve nüfus hareketleri ile bugün; On yedinci yazı

Kars Platosu’ndan Batı’ya nüfus hareketleri.. bir ailenin üçüncü ve dördüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmada bir arada olacağız. Doğu Ekspresi ile Kars’tan geri dönüyor ve Ankara’ya varıyoruz. Günübirlik yaşayışla birlikte, törensel anlar ve günler de var insan yaşamında. Bu satırların yazarına göre, ‘nüfus hareketleri ile yer değiştiren insan için onunla koşan ve onu […]