Writer, Photographer, Journalist

Zorn 1886’da İstanbul’a geliyor… Zorn skriver i dagbok; ‘Jag hade blivit kär i en flicka,’

Bir kıza aşık oldum!
‘Jag hade blivit kär i en flicka!’
Günlüğüne böyle yazar Zorn.

İlk iki kadın şans, kader…

…onu bu dünyaya armağan etme vesilesi…

Bir seçme seçilme yoktur…

Bu dünyaya geliş dosdoğru rastlantıların sonucudur.

Doğma büyüme köy kızları olan…

nene ve anne arasında babasız büyür Zorn.

Onu yolda bırakmayacak

Tüm yaşamını kapsayacak üçüncü kadını ise seçer.

Aslında eş seçmek de gerçek bir deha gereksinir…

Değerli İzleyici,

‘Ölümsüz,’ sözü yer alır konuşmalarda, dedim daha önceki sunumlarda.

26 Şubat 2011 bakınız, http://edebiyattekinsonmez.blogspot.com/

Gılgamış da beş bin yıl önce bunun peşinden koştu. Immortality and art!

Ölümsüzlük ve sanat! Why art is immortal? Sanat neden ölümsüz?

Siyaset, sanat, kişileri olduğu gibi, inanç ve din açısından kimi durumları, olguları toplumlara onaylatan ve toplumları yönlendiren kişiler de ölümsüzlük zırhı ile donatılır, dedim.

Nedir ölümsüzlük?

Zorn bu şansı buldu.

Bir sanatçının ölümsüzlük asası ile kutsanması, biraz da böyle bir şans gerektirir.

Zorn bu şansı buldu.

Burada bir ek düşüyorum.

Yineliyorum…

Nedir ölümsüzlük?

‘Ölümsüzlük’ sarmalında kadın…

Zorn örneğinde bu var işte.

Kişi bir sanata kendisini adar

Eş de  bu insana ömrünü adar…

Bakın şöyle bir şey de var…

Bir kadından ötekine,bir erkekten ötekine…

güvensiz limandan öteki limana sürüklenen

kadın olsun, erkek olsun nice sanat dehası, silinip yitmiştir.

Şans evet fakat bir de sanatçının seçimi var.

Doğru yerde, doğru zamanda, doğru seçim.

Çünkü seçim, geleceğin tasarımı olur.

Bu kez bir seçim söz konusudur evet.

Bu kez iyi eğitimli bir kent kızı, Stockholmlu köye, Mora kırsalına ‘gelin’ gelecektir.

Emma iyi eğitilmiş ve varlıklı bir Musevi ailesinin kızıdır.

Bugünkü Mora, biraz da onun tasarlaması ile oluşur.

Sonradan kayınbiraderi olacak matbaa sahibi Hugo Geber’in evide…

Ocak 1881’de karşılaştığı Emma ile o yıl Haziran’da nişanlanır Zorn.

Emma ile dört yıl süren nişan süresi ardılı nikah masasına otururlar.

13 Ekim 1885’te ölümüne sürecek nikah defteri imzalanır.

Emma’nın babası tekstil firması sahibi Martin Oscar Lamm (824-1878) Stockholmlu.

Martin Oscar Lamm, ölmeden önce varsıllığını karısı Henriette’i şirket ortaklığı ile donatmış.

Dul, şirket sahibi anne Henriette Lamm, kızının yoksul ve kırsala bağlı bir delikanlı ile aykırı evliliğine zorluk çıkarmaz.

Şöyle ki Bayan Henriette Zorn ve Emma evliği için Hotel Phonek’te büyük bir ziyafet verir ve…

Üç gün sonra balayı gezisi başlar.

Olasıdır ki Bayan Henriette Lamm ailesi bu balayı gezisini parasal yanıyla da hazırlamışlardır.

Yolculuk Göteborg üzerinden Hamburg, Viyana, Budapeşte, Macaristan ve Romanya’dır.

Evet! Belgrad, Bükreş, Varna ve buradan da İstanbul yönü açılır.

Yarın İstanbul…

Sevgi, içtenlik…

Tekin SonMez, 19 Mart 2011, Stockholm

……………….

Ayrıca bakınız; http://fairtekinsonmez.blogspot.com/

………………

İlk, kapak, fotoğraf İstanbul (1885) Emma ve Zorn ve arkadaşları

İkinci resim, Zorn’un fırçasıyla Emmma. ‘Emma läser,1887 olja duk 40 x 60 Zornmuseet’

Üçüncü resim; Emma, Zorn (1894) olja duk 128 x 87

One Response to “Zorn 1886’da İstanbul’a geliyor… Zorn skriver i dagbok; ‘Jag hade blivit kär i en flicka,’”

  1. sadece cok hos baska kelime bulamiyorum.

Leave a Reply