Writer, Photographer, Journalist

I krisens skugga, İşsizliğin Gölgesinde; Yirminci yazı

Değerli İzleyici,
Dün bir gazetenin* ekonomi ekinde; “ I krisens skugga, ” başlıklı haber vardı.
“Ungdomsarbetslösheten i Sverige har fördubblats po ett or,”* ara başlığı ile yaptığı söyleşiler şu sonucu vermiş; “Chansen att fo jobb nestan noll.”*

Rastlantıya bakın, 23 Haziran günü Sayın Osman Demirörs ile buluştuk Sayın Lokman Akan geldi söyleştik. DN gazetesi haberi ile koşutluk nedeniye yayınlıyorum. T.S.

SORU; Lokman Bey,İsveç’te sizlerle ilgili değişim var mı? İsveç cazip bir iş yeri mi bugün de Kulu’dan gelenler için?
YANIT; (Lokman) Şimdi yeni gelenler için aslında bence pek cazip değil. Kesinlikle cazip değil. Niye cazip değil, şartlar çok değişti, ağırlaştı burda. Tabii, kesinlikle, yani bizim geldiğimiz dönemde bir işyerinde çalıştığınız zaman rahatlıkla para biriktirebiliyordunuz, yani bir işiniz olduğu zaman, belki ikinci işi yapıyordunuz onunla daha fazla para biriktiriyordunuz.

SORU; Ben merak ediyorum, şimdi, yeni gelenler için ‘zor’ dediniz. Evet, şartları daha ağır. Nedir o şartlar? Ben geldim, diyelim 20-21 yaşındayım. Örneğn beni ağbim otomobilin bagajında Norveç’ten buraya getirdi… ne olacak benim hayatım arkadaşlar?
YANIT; (Lokman) Yani eğer ailede, burda iş güç sahibi kimse yoksa nasıl iş bulacak, gerçekten yani bir eğitimi yoksa. Eğitimi olan insan da bulamıyor, burda üniversiteyi bitirmiş insanlar da iş bulamıyor. Sivil ekonom bir tanıdığımızın, mesela bir abimizin oğlu burada doğdu, üniversiteyi okudu iş bulamıyor, mesela bilmem inter tekniker iş bulamıyor. Niye bulamıyor, işsizlik? Çok yüksek değil aslında yüzde 6, yüzde 7 ama yetiyor abi yani yetiyor!

SORU; Geçenlerde şöyle birşey anlattı Osman bey, burada bir arkadaş, onun yakını, İstanbul’dan gelmiş, eğitimli, (burada üniversitede bir süre daha eğitim görmüş) galiba iş arıyor ve bulamıyor, bunun için İsveçlilerden biraz da şikayetçi, sanıyor ki ona iş verilmemesinde hafif ‘ırkçılık’ kokusu var, yakınıyor olmalı ki, İsveçli de dayanamamış ve demiş ki; ‘arkadaş burda şapkanı havaya atsan düştüğü yerde en az üç dil bilen işsiz İsveçli çıkar onlar da iş bulamıyor..’ Bu öyküye ne dersiniz Lokman Bey?
YANIT; (Osman) İsveçli dediğin eğitim düzeyi yüksek, özellikle İngilizce, nerdeyse liseyi bitiren insanlar burda anadili gibi İngilizce konuşuyorlar…

SORU; Peki buraya yeni gelen insanımızın, sorunu nedir?
YANIT;(Lokman) Yeni gelenler Tekin Hocam, işte dediğim gibi yani eğer bir eğitimi yoksa meslek yoksa, evet, eğitimi olan da iş bulamıyor, hani bazı dallar vardır, eğitim, mesela bir tanıdığımızın, bir abimizin damadı, o avukat oldu İstanbul’da, bir yıl çalıştı buraya geldi, burada okula gitti. Yani aile desteği olmasaydı o okula gidemeyecekti, o şartları yakalayamayacaktı.İş imkanı.. tabii ki yani, bir destek mutlaka olacak, bu aileden olur, çevreden olur ama bir destek mutlaka olması lazım.

SORU; Eskilerden söz edelim. Onlar için de iş zorluğu var mı? Örneğin sizin kuşak, Haydar bey gibi.. hani yeni gelenler için zor diyorsunuz da.
YANIT;(Osman)Kendim için söyleyim Tekin Bey. Bugün işsiz kalayım, iş bulamam, doğrusu kırk yıldır burdayım.

SORU; Aynı şeyler! Eski kuşak için nedir zorluk? İlk kuşak dediğim çok eski değil, babanız değil de Haydar bey gibi, Osman bey gibi sizin kuşak.. siz kaç doğumlusunuz ki sizin gibi daha önce gelip iş sahibi olanlar, 50 yaş civarı, evet, şimdi onlar için de mi zor?
YANIT; (Lokman) Yani yeniden iş, hangi işi yapacak? Yeni teknoloji de var, mesela aynı meslekte gençler varsa gençler tercih ediliyor. Yani bizim yaşımızdaki olan insanın çok yetenekli olması lazım. Çok çok yetenekli olması lazım, mesela diyorum ben restoran işlettim.. yapıyorum ve meslek olarak ileride ona devam etmek istiyorum, o zaman çok yetenekli olmam lazım.

SORU; Lokman Bey;‘63 doğumluyum’ diyorsunuz ve ‘çok yetenekli, becerikli olmak,’ diyorsunuz. Çok şey mi istiyorlar?
YANIT;(Lokman) Tabii yani onun dışında mesela yenilikçi olmanız lazım. Tabii kreativ diyoruz ya hani İsveççe’de yaratıcı, yani yaratıcı olacaksınız ki, bir cazibeniz olacak, ben işte atıyorum Osman abiyle ben; Osman abinin o yeteneği varsa, benim tecrübem ondan fazla bile olsa Osman abi tercih edilebilir, çünkü niye, o daha yaratıcı, daha iyi şeyler verebilir, o zaman o tercih edilebilir, ama yani işte hasbelkader ben bu işi yaptım, işte ne yaptımsa o işi devam ettireyim derseniz o zaman tabii…

SORU; Şuraya mı varıyoruz; hasbelkader artık hiçbir şey yok. Eski kuşak için bu söz konusu, yeni kuşak için de mi böyle?
YANIT; (Osman) Evet. Benim duyduğum bildiğim, Türkiyede evlenmiş buraya gelmiş üç beş yıldır iş bulamayan insanlar var. Çarşıyı görmemiş insanlar var, gelmiş iş bulamadığı için evden çıkamıyor. Öyle kalıyor evde. Türkiye’den Rinkeby’e gelmiş üniversite mezunu, gelmiş bunalıma giriyor. Rinkeby’den ayrılamıyor. İş bulamadığı için dışarı çıkamıyor. Şehri göremiyor, iş bulamadığı için, o imkanı.. yani zaten psikolojik olarak çöküyor. Çok öyle çok bunalımda olan insan var.
YANIT; (Lokman) Ben ilk geldiğim yıllarda mesela gidiyorduk iş arıyorduk, tabii dil de yoktu. Tamam! Biz seni ararız diyorlardı.

SORU; Yeni gelenlere ne tavsiye ediyorsunuz?
YANIT (Osman) Ben Türkiye’den kimse gelmesin derim.
YANIT (Lokman) Yani Tekin Hocam gelenlerin ordaki şartları neydi, ne almak istiyor o çok önemli, yani 100 tane insan, yani her insanın bir hedefi vardır da bu hedefe ulaşan bu 100 kisiden üç kişi olabilir. Ama diğer 97’sinin işi zor yani, gerçekten işi zor.

SORU; Osman bey bu görüşlere katılıyor musunuz?
YANIT (Osman)Çok katılıyorum buna! Burda üniversite mezunu, burda doğmuş büyümüş örneğin bir yakınımızın çok yakınımızın oğlu 26 yaşında ekonomi, sivil ekonomi mezunu, mesleğinde iş bulamıyor çocuk bakıyor arada bir kendi işi var, çalışıyor ama kendi mesleğiyle alakalı değil. Yani burada doğmuş, büyümüş, üniversite mezunu bir sürü işsiz var burada…
SORU; Lokman bey bu görüşlere katılıyor musunuz?
YANIT (Lokman) Tamamiyle katılıyorum… Tamamiyle…

* Dagens Nyheter, 4 Agustos 2009

Leave a Reply