Writer, Photographer, Journalist

Muğla doğasında Uçhisar’ı yaşayan ve yeni enerjiler konusunda; ‘Silisyumdan ince film yapmak mümkün. Periyodik tablonun belli gruplarındaki elementler güneşten elektrik üretilmesine izin veren yapılarda bir araya geliyorlar. Bunlara bileşik yarı iletkenler, bunlarla da yapılmış uygulamalar var,’ diyen bilim insanı Rektör, Prof. Dr. Sayın Şener Oktik bu kez yeni enerjiler konusu ile karşımızda…

‘Güneş enerjisinden elektrik üretimi için başlayan çalışmalar son on beş yirmi yılda çok büyük bir hız kazandı,’ diyor Sayın Oktik.

Stockholm’de 2010 yılının ilk yarısında izlediğimiz fuar etkinliklerinde öne çıkan ögelerin tümünde, girişken hamleler eşliğinde bio enerji ve çevre gibi anlatımlar öne çıktı.

Nereye baksak, Mavi Gezegen avuçlarımızın içinde idi sanki!

Motorlu araçlarda en son buluşlar..

Elektrikle işleyen otomobil taslakları..

Isı ve ışık enerjisi konusunda en son önermeler bir yanda öte yanda güneş enerjisi..

Ütopik yeni bir dünya tasarımı, bir kasırga gibi hızla gerçeklik düzleminde ele alınırken bio enerji ve güneş ilk başvuru kaynağı oluyor.

Elektrik mi söz konusu, rüzgar var!

Gaz mı gerekiyor, güneş var!

Evet, İskandinavya’da, Stockholm’de yeteri kadar olmayan güneş…

Evet Muğla’da güneş var!

Muğla Üniversitesi Rektörü…

Türkiye’yi dünyanın öteki köşelerindeki biliminsanlarına, bilimsel hamleler eşliğinde tanıtma gayretiyle koşan bir bilim insanı, Muğla’da Prof. Dr. Şener Oktik de var.

Değerli İzleyici,

Büyük bir üniversitenin rektörü olmak, bir anlamda, özellikle bizim toplumda, şefkatli, hoşgörüsü yüksek, bazı sıkıntılı durumlarda bile gülümsyerek hayata ve geleceğe bakabilen, sırasında baba gibi kol kanat gerici bir performans ve özverili bir sevecenlik de ister.

‘Babamı çok severdim, hani birileriyle sohbet etmek istersiniz de o birileri artık burda olmasalar da yaparsınız ya o sohbetleri.. onlar seçilmiş insanlardır, bunlardan birisi babamdı benim,’ diyen Sayın Oktik, (bakınız; http://cappadociatekinsonmez.blogspot.com/) değerli bir bilim insanı olmakla birlikte, onun sözleriyle tıpkı; ‘hani birileriyle sohbet etmek istersiniz de,’ tanımına uygun hangi konu olursa olsun sohbeti de özlenen bir insan Sayın Oktik.

Sevgiyle geçen çocukluk ve Uçhisar onaylanması gibi yayınladığımız seri söyleşilerden sonra bir biliminsanı bakışı düzleminde ilerleyen bir söyleşi sunuyoruz bu kez. Sıcak anılarla Uçhisar’ı Muğla doğasında yaşayan Rektör Prof. Dr. Sayın Şener Oktik karşımızda.

Sevgi içtenlik…

Tekin SonMez, 6 Haziran 2010 Muğla

SORU; Sayın Oktik biliminsanı olarak çağın evrilmeleriyle uyumlu, dönüşebilir güneş enerjisi kaynağına bağlı Muğla’da üniversite binalarında uygulamalar yaptınız. Meraklı izleyicilerimiz için bunlardan kısaca söz eder misiniz? Muğla’da yaptığınız nedir?
YANIT; Türkiye’de bilinmeyen bir kavramın, kamuya bir şekilde anlatılması için yapılmış pilot bir uygulamadır Muğla’da yaptıklarımız.

SORU; Dünyada ve ülkemizde güneş enerjisini kullanma sürecini bir ucundan bir süredir yaşıyoruz. Evlerde, otellerde en kısa yoldan bu enerji ile sıcak su elde ediliyor bir süredir. Bu süre içinde bilimsel açıdan neler oldu?
YANIT; Bu alanlarda güneş enerjisinden elektrik üretimi için başlayan çalışmalar son on beş yirmi yılda çok büyük bir hız kazandı. İki anlamda hız kazandı; birincisi emisyon, bu enerjiyi kullananların sayısı arttı. Tabii buna bağlı olarak da maliyetleri düştü. Hatta bir eğri vardır maliyet analizinde, (bunu bilirsiniz) ona uyuyor, şu anda üretimde kullanma kapasitesi her iki misline çıktığında maliyetlerde yüzde yirmi ikilik bir azalma oluyor. Son onbeş yirmi yıldır bu eğrinin gelinen noktasında artık bu birçok alanda yapılabilir bir hale geldi. Ama yapılabilirden kastımız, tabii ki bu farklı teknolojiler, genelde çok kabaca bir sınıflama yapılırsa, bir grup teknolojiler kristale dayalı yani silisyum kristalinin üzerinde oturan teknolojilerdir.

SORU; Bu uygulamada ne tür teknolojiler kullandınız? Diğer teknolojiler nasıl?
YANIT; Diğer teknolojiler ise ince film teknolojileri. İnce film teknolojilerinde çok daha farklı yaklaşımlar olabilir. Silisyumdan ince film yapmak mümkün. Ama diğer, işte birazcık kimya, fizik bilen fen okumuşlar periyodik tabloyu bilirler. Periyodik tablonun belli gruplarındaki elementler güneşten elektrik üretilmesine izin veren yapılarda bir araya geliyorlar. Bunlara bileşik yarıiletkenler diyorlar. Yani birden fazla elementin bileşerek oluşturduğu bileşik yarıiletkenler, bunlarla da yapılmış uygulamalar var.

SORU; Kristale dayalı, silisyum kristalinin üzerinde oturan teknolojiler, dediniz. Kullanım açısından bunların artıları eksileri var mı?
YANIT; İkisinin de tabii ki güçlü tarafları var, zayıf tarafları var. Silisyumun güçlü tarafı daha yüksek verimlilik elde edebiliyorsunuz, daha kararlı, uzun süre bozulmuyor ama maliyetler yüksek. Diğerinin verimlilikleri o kadar yüksek değil, henüz potansiyel olarak var ama teknoloji oraya gelmedi, kararlılıkları da o kadar uzun süreli değil.. ama maliyetler az.

SORU; ‘Diğerinin verimlilikleri o kadar yüksek değil’ dediniz, bu maddeyi tanımlar mısınız?
YANIT; Tabii elbette! Bakın şu anda öne çıkmışlar ikinci grup elementleriyle altıncı grup elementlerinin bir arada olduğu kadmiyum tellür malzemesi, bir de ikiden fazla elementin bir arada olduğu bakır, indiyum, galyum, sülfür ve selenyum var. Bunlar bir araya getirilerek bir alaşım oluşturuluyor. Bu alaşımın özellikleri var. Bunun dışında bir amorf silikon var. Silisyumu böyle kristalize büyütmüyorsunuz da, film olarak büyütüyorsunuz. Bunun ötesinde birçokları var ama bunlar öne çıkmış olanlardır.

SORU; Şu anda üniversitenizde ne tür uygulamalar var?
YANIT; Şu anda üniversitemizde bunların hepsinin ayrı ayrı uygulamaları var. Hedefimiz tabii ordaki bozulma mekanizmaları, oluşum mekanizmaları, verimlilik, uygulamadaki başarıları, ısıya bağımlılığı, güneşe bağımlılığı ya da rüzgara, buluta bağımlılığı gibi.. bunların hepsi değerlendiriliyor.

SORU; Sonuçlar uluslararası ve bilimadamları arasında paylaşımlı bir grafik çiziyor olsa gerek. Bunlar nasıl oluyor?
YANIT; Tabii sonuçlar uluslararası paylaşılan bilgiler.. örneğin geçen sene Almanya’da yapılan Fotovoltaik Avrupa Konferansında Muğla Üniversitesinden bu çalışmaların ayrı ayrı beş tanesi yayımlandı. Bu seneki toplantı İspanya’da Valensiya’da olacak. İki tane yayınımız kabul edildi. Yani çalışmalarımızı yeterli hale getiriyoruz ve yayımlıyoruz. Bunlar bizim çalışmalarımızın bir bölümü.. başka toplantılarda, konferanslarda sunuyoruz, bilimsel dergilerde bunları sık sık yayımlıyoruz.

SORU; Stockholm’de yeni enerjiler başlığı altında geçtiğimiz haftalarda büyük bir enerji fuarı yapıldı. Sizin yaptığınız uygulamalar da bu tür yeni enerjiler kategorisine mi giriyor?
YANIT; Tabii! Mesala ben bu ayın dokuzunda Amsterdam’da konuşuyorum. Dünya yenilenebilir enerjiler konferansı. Bunun ardından Münih’de bir toplantı daha var, ‘Inter Solar’ diye, dünyanın en büyük güneş enerjisi konusundaki birlikteliktir, her yıl yapılır, ayın 10’u ile 11’inde orada olacağım. Tabii o kadar çok sayıda konferans ve birliktelik oluyor ki, Stockholm’den Çin’e kadar, geçen sene Kore’de Jejo Adası vardır, toplantı Jejo Adası’ndaydı.

SORU; Biliminsanları dünyanın bir köşesinden ötekine ülkesini de anlatmak ve tanıtmak için durmadan koşuyorlar, bunlardan bir çatı altında toplananlar da oluyor mu?
YANIT; Evet! Türkiye’deki potansiyeli anlatmaya çalışıyoruz, buradaki bilimsel sonuçları anlatmaya çalışıyoruz ve insanlar da dinlemek istiyorlar. Çok sayıda üniversite bu konularda çalışma yapıyor. Hatta bir görev olarak, bu üniversiteleri ve bu konudaki çalışanları bir araya getirmek için bir platform kurduk. Bunun adı ‘Fotovoltaik Teknoloji Platformu’. Evet bunun 45 tane üyesi de var şu anda ve hızla artıyor. Bunun içinde üniversiteler var. Bunun içinde sektörden kişiler var, yatırımcılar var. Hatta bizim bu platformumuzda bir dernek oldu, bu derneğin adı, ‘Güneş Enerjisi Sanayicileri Derneği,’ bu konuda üretim yapacak, yatırım yapacak insanlar örgütlendiler.

3 Haziran 2010 Muğla Üniversitesi

Bakınız http://kentinsanolay.blogspot.com/

Leave a Reply