Writer, Photographer, Journalist

Reinfeldt ziyareti, Kulu Belediye Başkanı Yıldız’la söyleşi ; Yirmi üçüncü yazı

‘Hizmet etsinler, eğitim seviyelerini yükseltsinler. Aranılan eleman konumuna gelsinler. Çünkü dünyadaki kriz İsveç’i de etkilemiş. İsveç, elbette birinci derecede vasıflı olan insanlara iş vermek durumunda. Vasıf kazansınlar, yani bunları tavsiye ettik,’ diyor Kulu Belediye Başkanı Sayın Yıldız, İsveç’te yaşayan Kulu kökenli insanlara.

Değerli İzleyici,

Ekim 2009 sonu Muğla, Köyceğiz, ardılı hafta Kasım ayı Ankara, Kulu, Uçhisar, Ürgüp.. iz sürdük, söyleşiler yaptık. Dünya, İsveç, Türkiye yeni nüfus hareketlerine gebe. Bizim gibi yazarlar için son bir yıl yeni ürünlere açık bir dönemden hızla geçti dünyamız.

Bu son bir yıl boyunca bu blog ile Kulu, karşılıksız, modern gazetecilik örneği bir tanıtım katkısı aldı bizden.

Bu satırların yazarı ilk Şubat 2002’de Kulu’ya gitti orada yaşadı ve hayatta kalan belediye başkanları ile söyleşi yaptı. ‘Batı Rüyası Okulu Kulu’ adlı bu belgesel yapıtın 3.basımı için yine Kulu’ya gitti ve yeni seçilen Sayın Yıldız ile de söyleşi yaptı ve (2005) yayınlandı. M. Ali Baran’ı geçen yıl yitirdik. Sözleri bu satırların yazarı tarafından Kulu açılımı konusunda geçtiğimiz yıl bu sütunlarda analiz konusu oldu.

Yaşadıkları günlerde Kulu’yu anlatan altı belediye başkanı ile yapılan söyleşiler bugün de bu anlamda benzeri olmayan belgeler sunumudur.

Evet! Şimdi 2009 yılının son haftasındayız. Stockholm-Kulu gezisi sonuçlarını sunuyoruz. Kağıt, basım, yayım, dağıtım sorunları olmayan böyle bir gazetecilik etkinliği içinde İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt’in Kulu ziyaretinden başlayan ve İsveç’te yaşayan Kululular üzerine dönüşen bir söyleşi ile Sayın Ahmet Yıldız bu kez internet sayfamızda karşınızdadır.

Sevgi içtenlik…

Tekin Sonmez,
Stockholm, 27 Aralık 2009


SORU;Ahmet Bey, İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt Kulu’ya geldi. Bu süreç nasıl oluştu bilgi verir misiniz?
YANIT; Sayın Başbakan buraya gelmezden evvel büyükelçilikle bir irtibatımız oldu. Büyükelçiliğe Kulu’yu ziyaret etmek istediğini söylemişler, onlar da bizi ziyaret ettiler ne dersiniz, biz memnuniyetle kabul eder ve sayın başbakanın ziyaretinden de gurur duyarız dedim, ben. Yani bu teklif büyükelçilikten bize geldi. Biz de memnuniyetle bu işi kabul ettik yani kendimizin çok özel bir çabası olmadı.

SORU; İsveç Başbakanı ve Kulu ziyareti; artıları, eksileri nedir?
YANIT; Bir defa eksisinin olması düşünülemez, artıları çok çok fazla oldu. Niye, bir defa bizim orada Kulu’nun nüfusundan daha fazla nüfusumuz çalışıyor, İsveç’te. Yani şu anki mevcut olan Kulu nüfusundan daha fazla nüfusumuz orada. Dolayısıyle Sayın Başbakan’ın bizi ziyareti tamamen hayır yönünde oldu, orda çalışan insanlarımıza bir motive oldu, moral oldu. Bizim için de geçmişteki mevcut olan dostluk bağlarımızı bir kat daha perçinledi.

SORU; ‘Fazla nüfusumuz orada,’ dediniz. Onları anlatır mısınız ?
YANIT; Bir defa İsveç’te yaşayan yabancılar olarak, oraya en iyi entegre olan yabancıların Türkler olduğunu gördüm ben. Kısmen de oradaki yaşam tarzlarının değişmesi, eğitime ve siyasete yönelmeleri bunu gösteriyor. Belki istenilen seviyede değil ama Sayın Başbakan’ın bizi ziyareti ordaki insanların kendilerine değer verildiğinin bir delili oldu. Bu yönüyle de biz bunu tabii çok olumlu gördük ve bundan gururlandık. Gururlandık, hakikaten de burada çalışan insanlarımıza bir motive oldu, onlar da İsveçlilerin kendilerine önem verdiğinin farkına vardılar, daha bir, çalışmalarında, gayretlerinde daha bir azimkar oldular.

SORU; İsveç’te yaşayanların ‘bazı hakları’ konusunu görüştünüz mü?
YANIT; Tabii kısmen konuşuldu onlar, özellikle vize konusu konuşuldu, esasen orada, benim gördüğüm, orada mevcut olan, bilhassa İsveç vatandaşı olan yabancıların, ordaki mevcut olan haklardan faydalanmamaları gibi bir durumun söz konusu olmadığını gördüm ben. Ama kendilerinden neşredilen, kendilerinden kaynaklanan birtakım eksikliklerden dolayı bazı haklara ulaşamıyorlarsa ondan İsveç hükümeti sorumlu değil. Bana göre, ben kendim yorumluyorum. Ee, şöyle tabii İsveçliler birtakım işler için ya da mevzular için bazı standartlar ve şartlar geliştirmişse siz o standartları ve şartları tamamlamak durumundasınız. Mesela siyasette az görünüyorlar niye oy kullanmaya gitmiyorlar, gitsinler oy kullansınlar, siyasete katılsınlar destek versinler. İkincisi eğitim konusunda…

SORU; ‘Oy kullanmaya gitmiyorlar,’ dediniz. Neden gitmiyorlar?
YANIT; Biliyorsunuz orada hizmet sektöründe en etkin olan kesim Kululular. Hizmet kesiminde etkin olmak zengin olmayı gerektirdi ve zengin oldular. Fakat zengin olmak her şeyi çözmüyor. Bana göre bunu eğitimle süslemeleri lazım. Biz eğitimi orda, hep, burda anlattık. Hatta sayın büyükelçiyi, yeni gelen büyükelçiyi de ziyaret ettim, Korutürk’ün gelini, biliyorsunuz. Genelde Türklerin ama özelde Kululuların eğitim konusunu ihmal ettikleri, bu konunun önemsenmesi gerektiği konusunda hemfikir olduk. Yani sonuç olarak şunu diyorum, orada haklarda bir eksilme yok, ya da yabancılara karşı bir hak eksiltmesi yok, ama yabancıların o şartları hazırlayamamalarından oluşan bir sonuç diye düşünüyorum ben. Tabii buna katılırsınız ya da katılmazsınız size bırakıyorum.

SORU; Nasıl, siyasete nasıl katılacaklar ? Tavsiyeleriniz oldu mu?
YANIT; Tabii siyasete iştirak edin, siz buranın vatandaşısınız, dolayısıyle.. Şimdi, oy kullansınlar. Bakın çoğu oy kullanmıyor, ondan sonra aday olsunlar, kendileri bizatihi, çünkü siyaset kurumu bir hizmet kurumudur. Partilere girsinler.. Tabii, oradaki insanlara, neticede oranın vatandaşı o devletin vatandaşı, orada devletlerine hizmette bulunsunlar. Hizmet etsinler, efendim, eğitim seviyelerini yükseltsinler. Aranılan eleman konumuna gelsinler. Çünkü dünyadaki kriz İsveç’i de etkilemiş, dolayısıyle İsveç de elbette birinci derecede vasıflı olan insanlara iş vermek durumunda. Vasıf kazansınlar, yani bunları önerdik tavsiye ettik.
Kulu, Konya, Kasım 2009

Leave a Reply