Writer, Photographer, Journalist

Archive for January, 2010

Sarıkamış’tan Batı’ya Kırklareli’ne göç, bir aile üç kuşak ve nüfus hareketlerine bağlı bir evlilik töreni… Yaklaşık yüz yıl süren üç kuşak öyküsü; 1920′lerde doğan Niyazi Ağbi ile Suna Abla’nın torunu ve Kars Platosu’ndan Trakya’ya ince/uzun yol… Söz yaşlanmaz! Zaman değişir, insanlar, duygular, aşklar değişir, fakat yazılan sözler değişmez ve hep yaşar, tıpkı fotoğraflar gibi…. ve üç mektup…

Sarıkamış'tan Batı'ya Kırklareli'ne göç, bir aile üç kuşak ve nüfus hareketlerine bağlı bir evlilik töreni... Yaklaşık yüz yıl süren üç kuşak öyküsü; 1920′lerde doğan Niyazi Ağbi ile Suna Abla’nın torunu ve Kars Platosu’ndan Trakya’ya ince/uzun yol... Söz yaşlanmaz! Zaman değişir, insanlar, duygular, aşklar değişir, fakat yazılan sözler değişmez ve hep yaşar, tıpkı fotoğraflar gibi.... ve üç mektup...

Bir ailenin birinci, ikinci, üçüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmadan kır düğünü fotoğraflarıyla birlikte olacağız bugün. Belge olan söz de burada. Sözün büyüsü de burada işte. Söz yaşlanmaz! Zaman değişir, insanlar, duygular, aşklar değişir, fakat yazılan sözler değişmez ve hep yaşar, tıpkı fotoğraflar gibi. Tören görsellikleriyle üç kuşak… 60’lı yıllarda Selviye Hanım’ın babası […]


Tünel’den Taksim’e çıkan tramvayda ‘Pera da İstanbul’ adlı kitabı yere düşürdüm…

Tünel’den Taksim’e çıkan tramvayda ‘Pera da İstanbul’ adlı kitabı yere düşürdüm...

Yolda, metroda yürüyen ve hem de kitap okuyan insanlar var.. bir defasında Brooklyn Köprüsü üzerinde kitap okuyarak yürüyen birini gördüm. Merak ettim! Ne kadarıyla o yazının içinde? İçinde ise üzerinden yürüyerek geçtiği ırmağı o sırada gördü mü, diye not düştüm geçenlerde. Sahaflarda elime geçen yapıttan sözetmiştim. Yan boşluklar, sayfa altı yazılmış kimi yerleri çizilmiş bu […]


Bedrettin Cömert’ten Mektup, 27 Şubat 1972, İlk mektubumda, niçin yazı göndermekte geciktiğimin nedenleri…’

Bedrettin Cömert'ten Mektup, 27 Şubat 1972, İlk mektubumda, niçin yazı göndermekte geciktiğimin nedenleri...'

Bir kitap cildi yapacaksınız işte! Ciltleyin bakalım binlerce harfle, sözcükle dolup taşan kağıtları! Basılmış yüzlerce sayfa eşit oranda kesilecek ve değişik renkli ipliklerle dikilerek ciltlencek ve okur önüne çıkacak! Her şeyi bir yana bırakın! İşte basılmış kağıtlar yanınızda. Sorarım yine de; salt araç, gereç, avadanlık yeter mi? En gerçek sahneler nasıl yazılır böyle dalgalı bir […]


Peru, Copacabana Gölü üzerinde insanlığın gözünden uzak, fakat tanrıların arabalarına çok yakın Uros’a yolculuk

Peru, Copacabana Gölü üzerinde insanlığın gözünden uzak, fakat tanrıların arabalarına çok yakın Uros'a yolculuk

Bugün, Peru’ya bağlı, fakat tanrıların arabalarına çok yakın bir yerde ve hem de tarihin kıyısında unutulmuş Uros halkının yaşadığı yeri görmek üzere yola çıktık. Toplam birkaç yüz kişiyi kapsayan bu isim, yazısız bir kavmi tanımlar. Duraksız yüze yüze, kıymık boyu yer değiştiren bir adacık. Sözlüklerde, bu adı bulamazsınız. Fakat talih yüzünüze güldü Peru’ da Uros […]


Kars Platosu, Sarıkamış 1936, beş kardeşli çekirdek ailede kuzen evliliği yok…

Kars Platosu, Sarıkamış 1936, beş kardeşli çekirdek ailede kuzen evliliği yok...

Rönesans çağı portre görselliği çağrıştıran büyük fotoğrafa bakalım. Kars Platosu nüfus hareketleri için bu aile, burada örnek bir imgelem oluşturdu. Geçen yüzyılın ilk yıllarında anne, baba; beş çocuk yedi kişilik bir çekirdek aile var. Yedi kişilik çekirdek aileden dördünün burada bulunması ile bu fotoğraf çoğunluk belgeselidir. Yüz yıl önce tek eşlilik ve kadın erkek eşitliği […]


Kars Platosu’nda tek eşli evlilik ve kadın erkek eşitliği, Sarıkamış 1936 beş kardeşli çekirdek aile

Kars Platosu'nda tek eşli evlilik ve kadın erkek eşitliği, Sarıkamış 1936 beş kardeşli çekirdek aile

Arkaik dönemlerde, tarih öncesi ya da Roma İmparatorluğu’nun, şöyle ki, I. Contantinus’un İstanbul’u Roma Başkenti (İ.S.340) yaptığı yıllardan, Osmanlı’nın çöküşüne dek, insanlık bu topraklarda en çetin, kanlı nüfus hareketlerine tanık oldu. Kars Platosu koşullarında beş çocuklu tek eşli bir evlilik var. Yüz yıl önceye gidelim. Zorlu, kıran kırana nüfus hareketleri bölgesidir bu topraklar. Burası Doğu […]


Guatemala’da renk panayırının izinde ve tanrıların terasları Todos Sandos; Dördüncü yazı

Guatemala'da renk panayırının izinde ve tanrıların terasları Todos Sandos; Dördüncü yazı

Dağ doruğu Todos Santos, antropolojik bir müze çağrışımı verir. Sıklamen geçişli kırmızılar… Alev alev kızıllık ve mavi tonlarının yanı sıra beyaz, siyah ve yeşil de unutulmamış. Hayır turkuaz yok. Çivitsi bir gökyüzünde kızılcık bir fiesta var sanırsınız. İşte bu renk panayırı, binlerce yıl öncesini sergileyen desenler karnavalıdır. Size özgü, sizin olan renk totemine yaklaşmayı deneyeceğiz […]


İsveç Başbakanı Reinfeldt ziyareti, Kulu Belediye Başkanı Yıldız’la söyleşi, ikinci bölüm ; Yirmi dördüncü yazı

‘Şimdi, oy kullansınlar, bakın çoğu oy kullanmıyor, aday olsunlar, kendileri bizatihi. Çünkü siyaset kurumu bir hizmet kurumudur. Partilere girsinler. Tabii, neticede o devletin vatandaşı, orada devletlerine hizmette bulunsunlar. Eğitim seviyelerini yükseltsinler, aranılan eleman konumuna gelsinler. Çünkü dünyadaki kriz İsveç’i de etkilemiş, dolayısıyle İsveç de elbette birinci derecede vasıflı olan insanlara iş vermek durumunda. Vasıf kazansınlar, […]


Cömert’ten Mektup, 9 Şubat 1972, ‘Başımdan geçen dertleri sonra genişçe anlatırım…’; Beşinci yazı

Cömert'ten Mektup, 9 Şubat 1972, 'Başımdan geçen dertleri sonra genişçe anlatırım...'; Beşinci yazı

Şöyle ki; ‘..acele yazıyorum. Yazıyı postaya yetiştirmek…’ betimi, mektuptaki ikincil doğrudan işlevsellikle donanımlı. Evet bir yazı var, postaya yetişecek, bir de ‘o güne dek yanıt verilemediği için üzülme..’ ve ‘teşekkür’ ve daha sonra yazılma sözü verilen, açılıma ucu açık tanımlama var. Bedrettin Cömert’in ilk mektubundan bir pasajı bir daha izleyelim. ‘Ankara, 9 Şubat 1972 ‘Kardeşim […]


Kars Platosu’nda sosyal doku, Sarıkamış 1936, beş kardeşli çekirdek aile, üçü kız kardeş…

İstanbul, Pera, Beyoğlu 1936 bir yanda dursunlar. Sarıkamış 1936 bir yanda beklesin. Paris, Londra, New York gibi kentlerde 1936 nedir ne değildir? Bakalım! Bu fotoğrafta iki önemli toplumsal ve tarihsel öge var. BİR; bu aile bir çekim merkezidir. İKİ; 1936, yönetici bir aile var karşımızda. Bu aile, fotoğraf merkezinde gördüğümüz bir ‘aile büyüğü’ ile tarih […]


Uçhisar’ı Muğla doğasında sıcak anılarla yaşayan, Prof. Dr. Sayın Şener Oktik ile ikinci söyleşi…

Uçhisar’ı Muğla doğasında sıcak anılarla yaşayan, Prof. Dr. Sayın Şener Oktik ile ikinci söyleşi...

‘Babamı çok severdim, hani birileriyle sohbet etmek istersiniz de o birileri artık burda olmasalar da yaparsınız ya o sohbetleri.. onlar seçilmiş insanlardır, bunlardan birisi babamdı benim,’ diyen Sayın Oktik, değerli bir bilim insanı. Büyük bir Üniversitenin rektörü olmak, bir anlamda, özellikle bizim toplumda, şefkatli, hoşgörüsü yüksek, bazı sıkıntılı durumlarda bile gülümsyerek hayata ve geleceğe bakabilen […]


Sarıkamış’tan Batı’ya göç, dün; bir aile ve nüfus hareketleri ile bugün; On yedinci yazı

Kars Platosu’ndan Batı’ya nüfus hareketleri.. bir ailenin üçüncü ve dördüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmada bir arada olacağız. Doğu Ekspresi ile Kars’tan geri dönüyor ve Ankara’ya varıyoruz. Günübirlik yaşayışla birlikte, törensel anlar ve günler de var insan yaşamında. Bu satırların yazarına göre, ‘nüfus hareketleri ile yer değiştiren insan için onunla koşan ve onu […]


Sarıkamış’tan Batı’ya göç, dün; bir aile ve nüfus hareketleri ile bugün; On yedinci yazı

Kars Platosu’ndan Batı’ya nüfus hareketleri.. bir ailenin üçüncü ve dördüncü kuşak bireyleriyle yaşadıkları törensel, özgün bir buluşmada bir arada olacağız. Doğu Ekspresi ile Kars’tan geri dönüyor ve Ankara’ya varıyoruz. Günübirlik yaşayışla birlikte, törensel anlar ve günler de var insan yaşamında. Bu satırların yazarına göre, ‘nüfus hareketleri ile yer değiştiren insan için onunla koşan ve onu […]


Mektup yazan insan ve mektup; Altıncı yazı

Haydi bir mektup yazalım! Nasıl mı olsun? Yalın olsun! Akademik betimlemeler sonradan daha kolay gelir. İçimizden gelen ses olsun, ilkin yanımızda. İçimizden gelen bir ses ki, mektup yazmak için de aşk ve sevgi için de yeterlidir. Kağıt, zarf, pul orada dursunlar. İçimizden gelen sesi yanımıza alalım. Değerli İzleyici, Kağıt, zarf, pul eski zamanlarda kaldı. Bir […]


Guatemala, Atitlan gölü kadınları anlatır; Üçüncü yazı

Guatemala, Atitlan gölü kadınları anlatır; Üçüncü yazı

Atitlan Gölü, kıpkızıl dilleri bir fersah dışarıda volkanların alevlerinden çok, suya dönüşen Kızılderili Kadın’ı anlatır. Pedro de Alvarado’nun kanlı istilasıyla başlayan kaçıştan, tecavüze uğramamış kaç yerli kadın Atitlan’a sığınacak? Bu ünlü soykırımda rehin alınmış ya da kölelik kurallarıyla yok edilmiş erkeklerden kalan, hamile kadınlardır bunlar. Değerli İzleyici, Guatemala Kızılderili Söylence yurdu Lago de Atitlan’a gidiyoruz […]


Yansıma Dergisi’ne bir mektup; Dördüncü yazı

Bir mektup nasıl yazılır? Neden?Düşündünüz mü? Birkaç satır yazıyorsunuz!İvedi bir haber ya kalkmakta olan bir uçağa ya bir trene yetişmek gibi.. zamana karşı bir yarış var. O gidecek! Yetişirseniz o tren, o uçak duracak ve siz.. Değerli İzleyici, Çoğu kez mektup işte böyle bir ruh dünyası içinde yazılır. Fakat yazıldığı sırada, zihinsel akış çok farklı […]


Beyoğlu’nda bir kitapla tanıştım; Üçüncü Yazı

Sahaflarda bir yapıt elimize geçti. Sayfa altı ve yan boşluklar ilkin yazılmış kimi yerleri çizilmiş. Küstürülmüş bir kitap. Okuyan kişisine göre izlenimler var. Değerli İzleyici,Notlar var diyelim buna. Açar açmaz daha ilk sayfada, bir iki yerde ‘unutmak’ diyor ve altını iki kez ince ince çiziyor. Elimize geçen bu yapıtta karşımıza çıkan bu notlardan bir parçasını […]


Sarıkamış’ta önde gelen bu kişilere kameramızla zoom yaparak biraz daha yaklaşalım; Altıncı yazı

Ticaret, eğitim, aristokrat yaşam, incelik ve zarafet içindeki bu ailenin evi 1936’da Sarıkamış’tadır ve Sarıkamış, dünyaya açılan iletişim kapısıdır ve ailenin ilk ve tek yazım dili Türkçe’dir demiştim. Değerli İzleyici,Öteki yurt parçasını ise bu çekirdek ailenin çağına göre ileri bir model olan üretim araçları ve üretilenler açısından sırası gelince izleyeceğiz. Bugün ise, aile bireylerine biraz […]


Sultaniye kaplıcası, sağaltım turizmi.. Köyceğiz.. Belediye Başkanı Sayın Erbay ile söyleşi; Altıncı yazı

Değerli İzleyici, Köyceğiz, Sultaniye termali turizm profiline form verir kehanetinde bulundum geçen gün. Bu kahinlik sanılabilir. Dört mevsim ara vermeden konuklarını ağırlayan bir turizm alanı var mı? Bu anlamda, Köyceğiz bir sağaltma merkezi olarak hem mikro hem makro planda hizmet sektörü yaratabilir. Yerel bölgesel turizm sektörü, bir sağaltma alanı olarak, bilgi birikimini tamamlayabilir de bu […]


Sarıkamış doğası ve resimdeki aile; Beşinci yazı

Değerli İzleyici, Geçen yıl son haftalarda, ‘Sarıkamış 1936 blog’ ile dört yazı, bir ana fotoğraf ve bir doğa görüntüsü sundum. Fotoğraftaki öykü uzun, dedim. Yayımlanan dört yazıya, bir de doğa fotoğrafına, 2010 yılının bu ikinci günü erken kuşlukta yan tutmadan bir kez daha baktım. Bu doğayı yakından ve doğru algı için bu doğa içinde doğmak […]


Kars’da müjde yastığı töresi; On altıncı yazı

Değerli İzleyici, Doğu Ekspresi ile Kars’a gidiyoruz yine. Kars yörelerinde al duvak, gelin götürme, pürçek kesme törenleri ile ilişkin Ani eski Muhtarı Abdurrahman Aydın ile bir söyleşi yayınlmıştım. Bu konu sürüyor. Bir simgeler dünyası ile karşılaşıyoruz. Şöyle ki bekar kızlarda pürçek kesme olmadığını öğreniyoruz. Pürçek evlilik simgesi olarak karşımıza çıkıyor. Pürçek kesme kadar ilginç olan […]