Writer, Photographer, Journalist

Archive for January, 2011

Kars Platosu, Batı’ya dönük nüfus hareketleri, diyoruz, işte 2 Haziran 1956 Osmaniye doğumlu ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç…

Kars Platosu, Batı'ya dönük nüfus hareketleri, diyoruz, işte 2 Haziran 1956 Osmaniye doğumlu ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç...

İşte bu kez böyle etkin aktif bir efsane düşü…. Yollardayız, Ankara’dayız ilkin. Sonra Kars Platosu, romantik anlatı ortamı… Gündem nasıl oldu? Şöyle oldu? Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve ikinci çeyrek dolmadan hızla atak yapan Batı’ya dönük nüfus hareketleri..  Boş kalan köyler ve farklı insan dalgaları ile Kars Platosu insan haritasına bir damga vuruyor. Evet! […]


Keloğlan Bir Destan; ‘Ayak yalın baş açık. Köyün tüm çocukları birdir bir, çelik çomak, uzuneşek oynardık…

Keloğlan Bir Destan; 'Ayak yalın baş açık. Köyün tüm çocukları birdir bir, çelik çomak, uzuneşek oynardık...

Elektriksiz, düğmesiz, camsız televizyonu kurduk eve… Evi verdik yele. Yel tekerlendi daha bulunamamış telefon telinden geçti oldu deve… Değerli İzleyici, Keloğlan Bir Destan, bu satırların yazarının otuz yıl önce yayımladığı bir tasarımdır. Bir hayal perdesidir. Önsözü şöyle başlıyor; ‘Haftalık Yansıma Gazetesi için yazılmış ilk bölümler, (Mayıs- Haziran 1980) bu gazetede yayımlandı. ‘Kitabın ortalarına dek düşlemle […]


Orhan Veli bir insanın yaşamını nasıl doldurur? Kitap yitse, yok olsa bile izi kalır ve Sahaf Kitap ve Sayın Şeref Özsoy ile söyleşi…

Orhan Veli bir insanın yaşamını nasıl doldurur? Kitap yitse, yok olsa bile izi kalır ve Sahaf Kitap ve Sayın Şeref Özsoy ile söyleşi...

İnsan erken yıllarda kitap kulvarına girerse ne olur? O kişi, o yolcu olur mu? Değişen dünyada farklı insanlarla bir araya geldiğinde, haz vermeyen, istenç dışı yerde ve koşullarda yaşamak zorunda kaldığında o insan, kitaplarla daha derin bir yaşama sarılır. Söyleşide farklı bir yol izleyeceğiz! Konu  çocuk/insan/kitap odağı olur burada. İnsan/çocuk bir gün aynaya bakar! Kendisini […]


Tolstoj; Savaş ve Barış; Bits and pieces between life and death. Tolstoj (Lev 1828-1910) insanlığın bu tutkusunu ‘Savaş ve Barış’ adlı realist/gerçekçi romanıyla yansıttı ve unutulmazlar arasına girdi bu roman ve Tolstoj. Bu erekle, modern gazetecilik adına bu kez bir askeri müzeye gittik.

Tolstoj; Savaş ve Barış; Bits and pieces between life and death. Tolstoj (Lev 1828-1910) insanlığın bu tutkusunu 'Savaş ve Barış' adlı realist/gerçekçi romanıyla yansıttı ve unutulmazlar arasına girdi bu roman ve Tolstoj. Bu erekle, modern gazetecilik adına bu kez bir askeri müzeye gittik.

Saker och ting mellan liv och död. Nesneler ve şeyler arasında yaşam ve ölüm. Evet! Nesneler ve şeyler arasında yaşam ve ölüm. Bu tümce geniş bir anlam içeriyor. İnsan, nesneler ve şeyler arasında yaşar ve ölür anlamında gibi görünüyor ilk bakışta. Geniş açıdan bunu görür insan. Yerine göre nesnelerin arasına doğar, şeylerin arasında gidip gelerek […]


Zorn için Cezanne’ın;‘Bir göz fakat aman tanrım ne göz’ dediğini Claude Monet aktarıyor…

Zorn için Cezanne'ın;‘Bir göz fakat aman tanrım ne göz’ dediğini Claude Monet aktarıyor...

Resim sanatında farklı olan şey, öge nedir? Görsellik, renk, folklorik ögelerin kullanımı gibi.. diyebiliriz ilk balışta. Zorn sonuç olarak öteki ressamlar gibi görsellik ve renk peşinde koştu. Bu durumda, onu öteki ressamlardan ayıran özellik nedir? Zorn için Cezanne’ın;‘Bir göz fakat aman tanrım ne göz,’ dediğini Claude Monet aktarıyor, çevresine. Değerli İzleyici, Anders Leonard Zorn zorluklar […]


Edebiyat, yazınsal metin sessizlik ister ve Bilgelik Gizemi Benaras… ‘Yeğin el’li, güzel; gözalıcı renklerle donanmış saree giyimli bayanlar, ağır, değirmi kalçalarını bu tür konaklama ile toprağa huzurla bırakıp haldır haldır çalışmaya başlıyorlardı…’

Edebiyat, yazınsal metin sessizlik ister ve Bilgelik Gizemi Benaras... 'Yeğin el’li, güzel; gözalıcı renklerle donanmış saree giyimli bayanlar, ağır, değirmi kalçalarını bu tür konaklama ile toprağa huzurla bırakıp haldır haldır çalışmaya başlıyorlardı...'

Edebiyat, yazınsal metin sessizlik ister, üstbaşlığı var yukarıda. Bu başlık konusunda fazladan bir açıklama gerekmiyor. Tekin SonMez’in ‘BenAras’ adlı romanından bu parçayı sessizlik içinde sunuyorum. Bu blog çok uzaklardan sizlere yaklaşmak ister… Sessizliğin sesi ile varlığını sizlere duyurmak için, konumundan ötürü belki de hep sessizlik isteyecek bu blog. Sessizliğin sesi ile sevgi, içtenlik. Tekin SonMez, […]


Kars Platosu, Batı’ya dönük nüfus hareketleri ve ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç…

Kars Platosu, Batı'ya dönük nüfus hareketleri ve ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç...

İşte bu kez böyle etkin aktif bir efsane düşü ile yollardayız. Ankara’dayız ilkin. Sonra Kars Platosu, romantik anlatı ortamı gündemde. Nasıl oldu? Şöyle oldu? Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve ikinci çeyrek dolmadan hızla atak yapan Batı’ya dönük nüfus hareketleri.. boş kalan köyler ve farklı insan dalgaları ile Kars Platosu insan haritasına bir damga vuruyor. […]


Baba ile oğul, anne ile evlat, kardeş kardeş olduğu halde, kitap gelince yol ayrılır. Örnek mi işte, Serkan Özburun ile söyleşi…

Baba ile oğul, anne ile evlat, kardeş kardeş olduğu halde, kitap gelince yol ayrılır. Örnek mi işte, Serkan Özburun ile söyleşi...

Yol konusunda çok yazıldı. Bir de ‘o yolun yolcusu,’ denir Türkçede. Evet, kitap da o yolun yolcusu olur! İki yalın anlamda böyle; a)Her kitap, kendi yolunun yalnız yolcusudur, b)Her kitap, öteki kitaplarla bir yolda düşe kalka yaşam uğraşısı verir. Konusuna göre kitap, ilgisiz öteki alanda yazılmış kitaplarla bir çuvala konulur. Oysa o kitap kendi yolunun […]


Ankara , Bilgin ailesi.. Seyhan Palas söylencesi. Bu haberde kent Ankara.Hititler yükseliş dönemini şatafatla yaşayan arkaik köklü bir kent… 1950’leri içeren bir Ankara romanı böyle bir ortamda sahne alır.

Ankara , Bilgin ailesi.. Seyhan Palas söylencesi. Bu haberde kent Ankara.Hititler yükseliş dönemini şatafatla yaşayan arkaik köklü bir kent... 1950’leri içeren bir Ankara romanı böyle bir ortamda sahne alır.

Bir öykü var bugün yine. Renkli bir hayat yaşamış, 1906 doğumlu ‘Ahmet Bilgin’ öyküsü. Geçen yüzyılın başları. Bu öykü 1950’lerde Anadolu’dan yola çıkıp, gelip Başkent’i kapsar. Olay şimdi başka bir mercekte ve belki üç boyutlu. Bu satırların yazarı bunu farklı bir ekranda izliyor. Değerli İzleyici, Bu blog kent, insan, olay motifli ‘haber konu/lara daha yatkın. […]


Bugün, bir ailenin geride bıraktığı o topraklara… Soğanlı Yaylalarına, Coruh Kanyonlarına gidiyoruz. Tren hızla ilerliyor. Pasinler Ovası, Erzurum, Horasan’ı geçtik Sarıkamış yaklaştı…

Bugün, bir ailenin geride bıraktığı o topraklara...  Soğanlı Yaylalarına, Coruh Kanyonlarına gidiyoruz.  Tren hızla ilerliyor. Pasinler Ovası, Erzurum, Horasan’ı geçtik Sarıkamış yaklaştı...

Bugün yine Kars Platosu’na gidiyoruz. Altımızda Doğu Ekspresi! Umutlu düşler.. düş kırıklıkları, acı, sevinç, ayrılık, kavuşma hayalleri nereden nereye… bakın yine Anadolu’yu bir uçtan öteye uça uça geçiyoruz… Sarıkamış 1936 logosu ile, bu bir blog işte, hayal değil mi… Bizleri oralara uçuracak! Evet! Sarıkamış 1936 ile bugün, Soğanlı Yaylalarına, Coruh Kanyonlarına gidiyoruz. Bugün, bu ailenin […]


Madalya koleksiyonu, kılıç, silah ve tören merakı. Nedim Bey ve bir efsane ki Edip Özkale ailesi efsanesinde özünü bulur. Edip Özkale kimdir? Harita Genel Müdürlüğü Kd. Harita Müh. Albay rütbesiyle emekli oldu. Arşivleriyle, Osmanlı dokümanlarıyla tanındı ve geride ömür verdiği ve günyüzüne çıkmasını beklediği birikimlerini dosyalayarak yaşadı Edip Bey…

Madalya koleksiyonu, kılıç, silah ve tören merakı. Nedim Bey ve bir efsane ki Edip Özkale ailesi efsanesinde özünü bulur. Edip Özkale kimdir? Harita Genel Müdürlüğü Kd. Harita Müh. Albay rütbesiyle emekli oldu. Arşivleriyle, Osmanlı dokümanlarıyla tanındı ve geride ömür verdiği ve günyüzüne çıkmasını beklediği birikimlerini dosyalayarak yaşadı Edip Bey...

Efsanelerle yaşayan insanlar vardır. Ya da efsaneleri yaratanlar… Homeros ve ailesi ikinci kümede yer alır. Efsane peşinde koşan kimilerinin de bu koşudan haberleri olmaz. Kılıçlar, madalyalar, silahlarla ve onlara bağlı törenlerle yaratılan efsaneler unutulur. Her madalya, bir efsaneye açılır. Her silah bir efsaneyi bitirir. Her kılıç darbesi bir efsanenin ömrüne kefen biçer. Düellolarda vuranlarla vurulanları […]


Zorns far, den tyske bryggmästaren Johann Leonard Zorn, föddes 1831 i byn i tysklan.. Almanya… Üstteki ‘Midnat’ geceyarısı, adını taşıyan bu yağlı boya resmi (1891) salt bu bölgenin doğal örtüsüsnü değil, bu bölge insanını, kadın konumunu, şöyle ki yüz yirmi yıl öncesi İsveç kırsal alanında kadın nedir bunu da yansıtıyor.

Zorns far, den tyske bryggmästaren Johann Leonard Zorn, föddes 1831 i byn i tysklan.. Almanya... Üstteki 'Midnat' geceyarısı, adını taşıyan bu yağlı boya resmi (1891) salt bu bölgenin doğal örtüsüsnü değil, bu bölge insanını, kadın konumunu, şöyle ki yüz yirmi yıl öncesi İsveç kırsal alanında kadın nedir bunu da yansıtıyor.

Anders Zorn… Halk yaşam motifleriyle doğacı yağlıboya resimleri… Bugün geçmişten daha güçlü yaşamayı sürdüren bir ressam, yontucu, grafiker. Salt müzayede, açık artırma alım satımları değil onu öne çıkaran konu. Onun resimlerini o noktaya getiren gerçeklik, resimlerinde yaşıyor ve hep yaşayacak, dedim önceki yazıda. Bu konuyu bir örnek işte. Şöyle ki yazın sanatı bu duruma farklı […]


Kars Platosu çıkışlı 1922 doğumlu Belkıs Hanım’dan, modern Türkçe ile yazılan mektuplar ki, seçkin kesimlerde olan zihinsel bir etkinlik yapıyor, mektup yazıyor! Ussal ve estetik bu etkinlik, bir yanıyla inci gibi bir yazıyla iletişim kuruyor, öte yanıyla düşünsel açıklamasını, betimlemesini örgensel bir beyin becerisiyle sergiliyor. 1922 doğumlu! Belkis Hanım’ın oğlu Soyaile Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi…

Kars Platosu çıkışlı 1922 doğumlu Belkıs Hanım'dan, modern Türkçe ile yazılan mektuplar ki, seçkin kesimlerde olan zihinsel bir etkinlik yapıyor, mektup yazıyor! Ussal ve estetik bu etkinlik, bir yanıyla inci gibi bir yazıyla iletişim kuruyor, öte yanıyla düşünsel açıklamasını, betimlemesini örgensel bir beyin becerisiyle sergiliyor. 1922 doğumlu! Belkis Hanım'ın oğlu Soyaile Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi...

Bugün bir mektup var. Bir değil, iki! 1987’de yazılmışlar. Heyecan verici değil mi? Tüm zamanlarda insanlık için çok boyutlu ve duygulandırıcı ve hassas bir konudur mektup! Mektup yazmak bir uygarlık ve çağcıl olma göstergesi. Bir coşku içerebilir.. romansla dolup taşar ya da melankolik duygular taşıyabilir mektup. Fakat ne olursa olsun, ona mektup diyebilmemiz için, ondan […]


Zorn och C. Larson ingen svensk konstnär har efter dem nått sa stor internationall uppmärsemhet. Zorn ünlü portre ressamı (1860 –1920) Mora’da doğdu. Hem klasik olmak hem çağlarla yarışmak! Bunun gizemi ayrı bir konu. Zorn, güncel açıdan da yaşıyor…

Zorn och C. Larson  ingen svensk konstnär har efter dem nått sa stor internationall uppmärsemhet. Zorn ünlü portre ressamı (1860 –1920) Mora'da doğdu. Hem klasik olmak hem çağlarla yarışmak! Bunun gizemi ayrı bir konu. Zorn, güncel açıdan da yaşıyor...

Doğa herşeyden öncedir. Zorn için resim sanatı işte böyle yaratıcı bir zevk olma konusunda örnektir. Ressamların resssamı diyenler de var ona. Anders Zorn olmasa, İsveç doğası bu denli başarıyla tanıtılamayacaktı. Dünyaca ünlü portre ressamı Zorn. Bununla  birlikte, geride bıraktığı doğal yaşamı betimleyen resimleri ile son yıllarda sürekli gündem oluşturuyor ve hep önde duruyor. Resim sanatı […]


Kars Platosu, Coruh Kanyonları, antrapoloji yerel tarih ve çocukluk anıları.. Bugün mektup da değil, farklı bir tür var. Söyleşi! 1941 ile başlayan ve 60’lı yılların sonlarına sarkan özet bir öykü. Bugün teorik açıklamalar yok! Evet! Fakat! Değişmez bir gerçek var! Tarih bilinci olmayan toplumlarda yazı/yazın, kitap ve okuma bilinci de olmaz.; ‘Soyaile’ Onur Büyüğü Sayın Celal Şenocak ile söyleşinin ikinci bölümü

Kars Platosu, Coruh Kanyonları, antrapoloji yerel tarih ve çocukluk anıları.. Bugün mektup da değil, farklı bir tür var. Söyleşi! 1941 ile başlayan ve 60’lı yılların sonlarına sarkan özet bir öykü. Bugün teorik açıklamalar yok! Evet! Fakat! Değişmez bir gerçek var! Tarih bilinci olmayan toplumlarda yazı/yazın, kitap ve okuma bilinci de olmaz.; ‘Soyaile’ Onur Büyüğü Sayın Celal Şenocak ile söyleşinin ikinci bölümü

Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve ikinci çeyrek dolmadan hızla atak yapan Batı’ya dönük nüfus hareketleri boş kalan köyler ve farklı insan dalgaları ile Kars Platosu insan haritasına bir damga vuruyor, demiştik. Bugün bir söyleşi var. Bu söyleşide ne var? Şu var! Daha on, on iki yaşlarında mandolin ve mızıka çalmayı öğrenen Celal Bey, sadece […]