Writer, Photographer, Journalist

Tünel’den Taksim’e çıkan tramvayda ‘Pera da İstanbul’ adlı kitabı yere düşürdüm…

Yolda, metroda yürüyen ve hem de kitap okuyan insanlar var.. bir defasında Brooklyn Köprüsü üzerinde kitap okuyarak yürüyen birini gördüm. Merak ettim!

Ne kadarıyla o yazının içinde? İçinde ise üzerinden yürüyerek geçtiği ırmağı o sırada gördü mü, diye not düştüm geçenlerde.

Sahaflarda elime geçen yapıttan sözetmiştim.

Yan boşluklar, sayfa altı yazılmış kimi yerleri çizilmiş bu yapıtın içinden, ince pelur kağıtlara günlük türü yazılmış notlar da elime geçti. Bunları da sizlerle paylaşıyorum. Notlar 2007’ye tarihlenmişler.
Sevgi içtenlik…

Tekin SonMez,
Stockholm, 25 Ocak 2010

Taksim’e tramvayla çıktığım sırada, kitap elimde öyle dalıp gitmişim. Kitap, bazı sözcüklerinin altı iki kez çizili kitap elimde, unutulmuş bir mektup zarfı gibi kalıvermiş.

Taksim’e geldiğimizi seslenenleri işitince yerimden kalktım. Kitap, dizlerimin üzerindeymiş. Pat diye yere düşüverdi.

Düşmekle kalmadı, birisi tarafından hazırlanmış gibi burnunun üstüne düştü kitap, sayfaları açıldı. Bu sırada tramvay vatmanı geriye döndü bana baktı. İnmemi bekliyor olmalı.

Tramvayda kimsenin kalmadığını gördüm o anda, hızla eğildim, zeminde yarı açılmış hüzünle bekleyen kitabı kavradım.

Olura, bu gariban kitabı orada bırakıp gidebilirdim de. Kitap böyle bir algı ile orada yarı açık bekleyebilir mi? Daha fazla düşünmedim. Açık sayfayı kapatmadan, bir parmağımı araya koyarak, hızla indim aşağıya.

Tramvay İstiklal Caddesi’ni boydan boya geçtiği sırada, çocukların bağırtı, şamata yaparak, arka demirlere bindiklerini de korku ile izlemiştim. Bu çocuklar, tramvay durur durmaz yok olmuşlar.

Tramvayda uyudum mu yoksa?! Geçtiğim yerlerin ayırdına bile varamadım! Dönüşte yürüyerek inerim. Dalgınlıkla bunu unutmazsam! Taksim mahşer gibi.

Tünel’de tramvaya binerken gözüme bir an çarpan hasır şapkalı bayanı da yanımdan geçip giderken gördüm. Demek ki o da Taksim’e dek gelmiş. Neden acaba?

Şimdi burada benden sonra mı tramvaydan indi, farkında değilim. Belki de vatmana adres falan sormuştur, ben kitabımı düşürdüğüm sırada ve onu görememişimdir.

Her neyse hızla yanımdan geçip giderken, dirseği lle bana çarptı. Çarptığının farkında bile değil. Elimde olmadan sendeledim.

Kararlı adımlarla yürüdü kalabalığın arasına karıştı. Arkasından bakmaya çalışırken, tramvayda dizlerimden yere düşen kitabın, elimde olduğunu fark ettim birden.

Bir parmağım sayfaların arasında durmuyor mu! Bu kendiliğinden açılan sayfada ne var, ne yok çok merak ediyorum!

Pera denilince, korku çağrıştıran konular olabilir mi bu sayfada, altını çizmek ilk işim olacak bu satırların! Bir pastahanede oturup bu sayfaya bakmak için can atıyorum şimdi.

Beyoğlu, İstanbul, 2007

Leave a Reply