Sözleri bir kamçı gibi anacığımın.
Salına salına bir öne, bir arkaya;
Otuz yıl önce açtığım hayal perdesi açık duruyor.
Daha önce dört sunum yaptım.
Beşincisi bugün. Keloğlan yolda.
Bakalım bizleri nereye götürecek…
Sevgi, içtenlik…
Tekin SonMez, 07 Nisan 2011, Stockholm
Sırtımda düğmesiz iliksiz göynek, ne az gitmek, ne uz gitmek; iki adım attım ya atmadım… çıkmasın mı Suludana karşıma.
Ölümlerden ölüm mü beğenirsin?
Yoksa Suludana’nın ağzını mı dinlersin?
Ben de dinlemedim hergün sizin dinlediğiniz gibi.
Heyy Keloğlan… Keloğlan
Ananı saldım tarlaya
Babanı sürdüm savaşa
Ben kimim.. bakta uyan!
Heyy Keloğlan… Keloğlan…
Heyy Keloğlan… Keloğlan
Ben olacağım Sultan, bu birincisi
Deveyi hamutla yutacak birisi
Elime geçecek yüzlerce han – hamam…
Şimdi yola çıkışım bu kısrakla
Yanıltmasın tosunum, hiç seni
Döneceğim otomobil muratla,
Sonra, traktörlerim kanatlı
Sonra, uçan tırkamyonlarım
Dolduracak ovaları, yolları…
Heyy Keloğlan.. acemi oğlan
Gel uzlaşalım yola çıkmadan…
Varacağım yedibaşlı zengin deve
Heyy Keloğlan… Keloğlan
Ortak olup geçeceğim onun yerine
Seni kul, köle edeceğim
Uzuneşek gibi bineceğim sırtına
Heyy Keloğlan.. dangalak oğlan…
Kısrağım tüketir darıları
Sen bu uyuz eşekle dolanda gel
Aklında tut sayıları
Yedikızlı Kafdağı’nın ardında
Olacağım görkemli Sultan
Aşmışım ben doğarken Üsküdar’ı.
Gel uzlaşalım daha şimdiden
Heyy Keloğlan.. çaylak oğlan…
Boşuna yorma, incitme canını
Bana seyis gerek, sana Sultan
Topla arkadan atımın nallarını…
Canlar.. canlar.. siz olsanız ne yaparsınız?
Bilemem ya, ben şaştım kaldım köyün yamacında.
Birden ürktü bizim boz eşek, bomboz oldu ortalık, düştüm ayaklarının altına.
Bir baktım ne eşek, meşek ne de sıpa, ne kısrak ne de Suludana görünmüyorlar yolda, yolakta…
*Keloğlan Bir Destan, Tekin Sonmez, Yansıma Yayınları Gençler Dizisi, Temmuz 1981, İstanbul
30 yıl önceden Mıstık çizdi, resimledi…