Sevgili Dünya! Gelmekte olan 2009 yılı için esenlik dileklerime izin verecek misin?
“Kimin adına ve ne için esenlik dilekleri” diye sorma bana. Evet, senin için senin adına esenlik dilekleri! Senin için her şey. Evet! İyi bildin! Çünkü, 2009 senin geleceğin olduğu kadar benim de geleceğimdir, Sevgili Yeryüzü!
“Benim için ne yaptın,” diye sorma bana! Yollardayım senin için doğduğum günden beri.
“Yoruldum, yeter artık,” dediğim oldu mu hiç? Ev, mülk, para hırsım oldu mu hiç? Annemin elime ilk kalem tutuşturduğu günü unutmuş değilim. O günden bu yana sadece elimde bir kalem olsun istedim. Kimler için mi kalem?
Sesi soluğu kısılmışlar için, sessiz dünyalar için, şöyle ki üzerinde besleyip büyüttüğün, yedirip içirerek yaşattıklarınla senin için… Bak! Elimde kalem dimdik ayaktayım yine.
Yaşadığım bireysel her acıya, her yenilgiye birer çizgi çekerek yine her sabah sıfırdan başlayacak kadar buradayım. Buradayım ve ilk başta oldugu gibi yanındayım.
Her sabah gelmekte olan güne başlayacak kadar seninleyim Sevgili Dünya. Şöyle ki yaşam sevincini sen verdin bana; su, toprak, hava ve güneşe doğru her sabah yeniden umutla koşma hevesini verdin.
Kullandığım dil ‘Türkçe’nin sesleri arasında yazma erdemini ve sessiz insanların; sakin dalgaların dipten gelen sözcüsü olma sorumluluğunu verdin bana.
Türkçe, bu dil diyalektik bir dönüşümle sana seslenme gizemi, seninle iletişim kurma gizi verdi, havada uçan sözü unutkan bellek için yazıya geçirme gücü verdi bana.
Her sabah sıfırdan başlama tılsımı verdin. İşte önceki yazdıklarıma birer çizik attım ve her konuyu yeni baştan aldım ellerime.
Duygularımı yazacak kadar taze bir güçle Sevgili Dünya, Sevgili Yeryüzü 2009 yılı için önündeyim senin.
Aramızda kalsın fakat hiç yakındım mı sana? Her zaman geriden başlamak zorunda kaldığım için sana sitem ettim mi hiç?
Evet bu sözlerimin romantik duyarlıkla yüklü olduğunu söylüyorsun bana. Olsun! Evet biliyorum değişen hiçbir şey yok!
Evet; savaşlar, açlık, yoksulluk, işkence, yağma, talan, adil olmayan uygulamalar, acılar ve korku yine var evet, kara bulutlar gibi korku var Sevgili Dünya, Sevgili Yeryüzü senin üzerinde.
Anneler korku çağını yaşayarak yeni kurbanlar olarak acılar içinde çocuk doğuruyorlar yine. Su, toprak, hava, ateş korku içinde tir tir titremiyor mu sorarım sana da?
İktidar gücünü ellerine geçirenler… Daha dün mazlum oldukları halde, iktidar gücünü bugün karanlık bir gece gibi insanların üzerine gerenler var Sevgili Dünya. Nereye baksan korku! Korku!
Geceleri, sabaha doğru kaldırılıp götürülme korkusuyla uyku girmiyor insanların gözlerine. Korkudan su içemez, ekmek yiyemez oldular! Nereye elini uzatsan nitrik asit, civa, oksijen yerine ağır metalik parçacıklar akciğerlerimizde, arsenik, kurşun, kükürt; içtiğimiz suda, yediğimiz ekmekte, soluduğumuz havada… ve bunların yaydığı korku ağı ölümcül bir sayrılık gibi yoğunlaşmakta senin üzerinde Sevgili Yeryüzü…
Evet korkudan söz ediyorum. Yazarları korku içinde olan ülkelerde ne var ne yok diye sorma bana. Değişen hiçbir yeni şey yok, diyorum bunun için, inan bana. Yazarlar yine geceyarılarında alınıp, bilinmedik yerlere götürülüyorlar.
Bana gelince 2009 yılında da koşuyorum. Başkaları ile değil kendisi ile yarışan her yazar koşuyor benimle ve ben ilk başladığım gün gibi Türkçe bayrağı elimde tüm kulvarlarda yarışıyorum kendimle.
Yaşasın Dünya, diyorum. Çünkü sen demek, Sevgili Yeryüzü, insanlık demektir; şöyle ki 2009 yılı senin geleceğin olduğu kadar renk, ırk, dil, cinsiyet, genç, yaşlı ayırmadan tüm insanlığın ve tüm canlıların da geleceğidir.
İşte söz veriyorum her sözcük, her düşünce; her şey bu nedenle senin için… Söz veriyorum, sana kavuşuncaya dek bu dili bana ödünç verilen ‘Türkçe’yi en iyi şekilde kullanacağım.
Bugüne dek bana sunduğun güzellikler icin teşekkür borcumu unutmuyorum.
Bu nedenle önündeyim işte! Ne olur Sevgili Dünya, sana esenlikli 2009 yılı dileklerimi onayla ve sözlerimi gerçekleştirmem için bir yıl daha bana izin ve fırsat ver!
Görüyorsun! ‘Yoruldum, yeter artık, ‘ demiyorum. 2009 yılında da sonuna dek senin güzelliklerin, esenliğin ve çocuklarımızın geleceği için izin ver kalemim elimde olsun…
Tekin Sonmez
Maryland