Bu blog da bir arkaplan özü taşıyor, diyerek söze başladım birkaç gün önce. Daha doğrusu blog bu sözlerle açıldı.
Bakın, hiçbir şey sıfırdan başlamıyor, diyerek arkaplanda olan birikim dağarına da bir el gönderme yaptım.
Yaklaşık on yılı aşkın bir süre önce Hürriyet’te yayınlanan ilk Köyceğiz konulu yazımdan bir bölüm burada. Bu satırların yazarı da işte şimdi bu blog coşkusu ile bugün yine karşınızda. Evet! Köyceğiz’deyim işte.
Sevgi içtenlik…
Tekin SonMez, Stockholm, 10 Aralık 2009
Türkiye’de kaç tane Olympos var sanırsınız? “Tanrılar Yurdu Anadolu”da, evet! Ben bunlardan birisini Köyceğiz’de ellerimle koymuş gibi buldum. Bugünkü adıyla Ölemez Dağı, kaşifini bekliyor.
Ölemez, Olympos arasında sözcük ve anlam ilişkisi var. Anadolu eski dillerinde Olympos ölümsüzler yurdu, dağ doruğu anlamı taşır.
Şaman Oğuzlar Anadolu’ya göçüp buraya ulaştıkları zaman bu kutsal sırlar taşıyan mekanı buldular. Olympos sözcüğünü, bu insanlar “Ölemez”e çevirirken eşdeğerde bir anlam verdiler bu dağa.
Köyceğiz’de birkaç efsunlu konu, birçok efsunlu güzellik var. Mitoslarla örtülü bir dağ ve Kaunos Örenleri de buradadır. Soyluların görkemli kaya mezarları define avcılarının kıyımına uğramış.
Akdeniz’de Muğla İli’ne bağlı Köyceğiz, yani Saklı Cennet Laguna’dır öteki adı. Olympos’un göle dönük eteklerinde kükürtlü sıcak sularıyla termal kaplıcaları da var.
Büyülü Ölemez-Olympos Dağı; doruğuna çıkın ve oradan dağ katmerlerine, Akdeniz’e, Kaunos yönüne, Dalyan’a, İztuzu’na, Köyceğiz’e ve göle bakın. Bu dağ gerçek bir Olympos’tur.
Tam karşıda iki dağ var! ‘Kızlan’ ve ‘Pan’, Köyceğiz’in arkasında yükselirler. Laguna bu üç dağ ile Köyceğiz Gölü doğasıdır. Çok çok eskilerde tanrıçalar ile tanrılar güzelleşmek için inerlermiş bu Havza’ya.
Romalı Aslan, Köyceğizli Efsun karşımda şimdi. Bu gizemli duruşun fotoğrafını kim çekecek? Bir de ‘Olympos Söylencesi’ var burada.
Bu dağın kaşifi kim olacak? Evet! Köyceğiz’de birkaç efsunlu konu, birçok efsunlu güzellik, tanımlanabilir efsunlu simgeler var. Köyceğizli, aslen Beyoba güzeli Bayan Efsun ile gururlu Romalı Aslan’ın fotoğrafını çektim ilkin.
Sonra kıyıya yürüdüm, suda yüzen Tanrılar Dağı Ölemez’in, ‘Olympos’ adlı suretini gördüm gölde. Ölemez Dağı’nın, “kaşifi” ben miyim yoksa! Efsunlu bir ritm vardı dalgalarda. Esinti, göl ile Olympos arasında sırlı fısıltılarla konuşuyor gibiydi.
Peru’da, Machu Picchu dağ doruğundaydım bu tarihten kısa bir süre önce. Orada ‘Tanrıların Arabaları’nı beklerken buna benzer mistik fısıltılar sezmiş gibiydim.
Ruhsal esriklikle gelen bir esindi bu. Ölemez Dağı’nın, kaşifini beklediğini bilmiyordum henüz! Köyceğiz’e geldim ve Ölemez Dağı doruğuna çıktım sonunda. Eski adıyla Olympos’a evet.
Olympos, yüzlerce yıldır sakladığı efsunlarıyla karşıladı beni… Ve başından geçen uzun hikayeyi anlattı bana. Şimdi bu dağın doruğundayım. Evet! Olympos’da yazıyorum bu yazının ilk taslaklarını.
Tekin SonMez, Köyceğiz, Eylül 1996, Hürriyet Gazetesi, 5 Ocak 1997