Değerli İzleyici,
Ekim sonu Muğla/Köyceğiz, ardılı hafta Kasım ayı Ankara, Kulu, Uçhisar ve Ürgüp’ten geçti yolumuz, söyleşiler yaptık. Sayın Tahincioğlu salt bir işadamı değil, bir ide bankası gibi sürekli yeni tasarımlar peşinde koşan ve daha ilk okulda, dahiler sınıfına alınan bir insan.
Nebil Bey çocukluk anılarıyla ilerleyen bu söyleşide bir Tahincioğlu ailesi, Mardin öyküsü de sunuyor bizlere.
Sırası geldikçe aralıklarla birkaç kez sürecek olan söyleşinin ilk bölümünü birlikte izleyelim.
Sevgi içtenlik…
Tekin Sonmez, Stockholm, 29 Aralık 2009
SORU; Sayın Nebil Tahincioğlu 1000 metrekarelik Kongre merkezini açtınız. Biraz bilgi verir misiniz? Buna kongre merkezi diyebilir miyiz?
YANIT; Evet kongre merkezi. Burası 1000 metrekarelik 1500 kişi alabilen ana salonun dışında, dokuz ilave salondan oluşan bir kompleks. Convention center da diyoruz, İngilizcesi.
SORU; Bir ana salon, dokuz ilave salon! Müthiş! Türkiye açısından da müthiş! Bir sıralama var mı? Büyüklük ve teknik olanaklarıyla Kapadokya bölgesi ya da Anadolu’da benzeri var mı?
YANIT; Tekin Bey, kongre merkezimiz, Anadolu’da bir numara, ama Türkiye’de ilk 20’nin içinde. Antalya, İstanbul, Ankara’da benzerleri var. Benzerleriyle 20’nin içindeyiz.
SORU; Açılış ve ilk kongre ne zaman olacak ya da ne zaman oldu?
YANIT; İlk açılışta, Türkiye Ortodonti Kongresi yapıldı. Çene cerrahisi, Türkiye çapında. Organizasyon çok başarılı olmadı ama yurt dışından gelenler yurt içinden gelenlerden fazlaydı. Genelde ulusal bir kongre olduğu zaman,yüzde yirmi otuz oranında da yurt dışından konuşmacı, katılımcı olsun isteniyor, artık kongreler hep öyle.
SORU; Kongre merkezi sizi tatmin ediyor mu bu haliyle, hedef ve tasarımlarınız nedir? Kimleri ağırlamak istiyorsunuz?
YANIT; Benim burda kongre merkezinde hedefim, kongrecilerin mümkün mertebe tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere alt yapısını ona göre yapıyorum. Bol toplantı salonu olsun; salonlar tam teçhizatlı olsun, iyi havalandırılılsın, çünkü kalabalık insan topluluğunun saatlerce bulunacağı bir yerin hava kalitesi çok önemli; doğal, temiz hava kalitesi aşağı düşmeden sürsün ki, konuklar verimli olsunlar.
SORU; Kapadokya’da bir numara olan bir kongre merkezi, evet;‘hava kalitesi çok önemli,’ dediniz. Böyle bin beşyüz kişiyi ağırlamak cesaret ister Nebil Bey! Havalandırma kalitesi yüksek. Öne aldığınız başka neler oldu? İletişim, medya! Burdaki kongreyi New York’a bildirecek kadar anında dünyanın her yeriyle iletişim kuracak bir sistem var mı?
YANIT; Zaten bu altyapı internet üzerinden.. geniş bir internet altyapısı kurduk. Tabii bilgisayar altyapım var. Tabii, tele konferans dedikleri sistem. Elimize geçirdiğimiz bütün son sistemleri kurmaya çalıştık. Teknoloji, tabii sürekli yeni şeyler çıkıyor. Türkiye’de, gelen acentelerin söylediği, ‘çok şey düşünülerek yapılmış bir sistem. Kongre merkezi, neye elimizi atarsak, ne istersek bulabiliyoruz.’ Örneğin 50 tane laptop aynı anda, tamam bağlanıyoruz wireless olarak 50 tane aynı anda açılıyor, şarjını da sağlıyor.. kayıp zaman olmuyor bizde, altyapımız var, kesintisiz güç kaynaklarıyla… Biz en çok ihtiyaca hitap eden, en az problem yaşatan bir kongre merkezi yaptık.
SORU; Müthiş.. bunu başlık yapacağız; ‘En çok ihtiyaca hitap eden, en az Problem yaşatan.’
Nebil Bey, Kapadokya bugün dünyada önde gelen bir ‘destination’ değil fakat, Perissia.. konaklama, ağırlama ve Ürgüp, Kapadokya’da eşsiz doğa güzellikleri var. Elektirik kesintisi olmadan dünyaya bir anda açılan dizüstü bilgisayar bağlantıları ve böyle donanımlı teknolojisi ile uluslararası sınırları aşacak mı ve Perissia Oteli ve kongre merkezi dünyada birinci sırada en büyüklerin arasında Kapadokya’yı bir marka yaptı,denilebilir mi?
YANIT; Perissia Oteli ve Münir Tahincioğlu Kongre Merkezi, diyebiliriz. Babamın adını verdim. Evet! Dünyada ilk sıraya girmek gibi bir hedefimiz de olabilir, belki.. ileride. Neden olmasın? Kapadokya bugün dünyada önde gelen ‘destination’ bir marka değil, ama ileride neden olmasın?
SORU; Anne ve babanızın öyküleri de ilginç. Babanız mutlu görünüyor. Hayırlı evlat, diyecekler. Sonuç Tahincioğlu ailesini de mutlu etti mi?
YANIT; Evet! Aile büyüklerimiz açılışa katıdılar. Yüzümün akıyla bu işi tamamladım. Annem ve babam ortaya çıkan bu eserden memnunlar.
Ürgüp, Kasım 2009