Hindistan,1997, foto by,Tekin SonMez
Değerli İzleyici,
Edebiyat ses istemez, diyerek BenAras romanından üçüncü bir parça daha yayınlıyorum. Yazınsal metinlerle yakın ilişki çetin bir yoldur. Kolay olmasa da, Türkçe okur/yazarlar için zorunlu yoldur. Bu nedenle sırası geldikçe öykü türlerinden örnekler sunacak, yazılım süreçlerinde yaşanan arkaplan verilerine değineceğim. Önceki fotoğraflar olduğu gibi burada sunulan da bu romanın yazıldığı günlerde, bu romanın yazarı tarafından çekilmiş fotoğraftır. Romanının taşıyıcı kişisi, Karls Klark bu kez yeni bir parça ile romanın taşıyıcı öteki temel kişisi Don Carlos Leo Wollf Berlocini’yi ilk karşılaştıkları günün akışı içinde tanıtıyor. T.S.
“Karls Klark, orada bunları zihninden çok hızlı geçirirken, konaklayacağı yer hakkında herhangi bir fikre sahip olmayışını hatırladı. Postacı Juhanna’nın koşturmaca telaşı sırasında, rehber kitaba şöyle bir göz attığı doğruydu. Fakat seyyahlığa çıkacağım diye kimselere verdiği söz yoktu. Bir düşünce yoksa, konaklama hakkında ön fikir talebi de olmayacaktı.. Buralarda takıldığı bir nokta görmeyince duruldu..Şimdi elindeki kitabın sayfalarını çeviriyordu yine de. Ciddiye almadığı Tourist Camp önerisiyle birlikte, New Delhi bölümünü buldu.
“İlk satırları okumamıştı ki, Ben Bond ile Juhanna arasındaki şaşırtıcı benzerlikleri anımsadı. Tarih meraklısı Nathan Bey de canlandı zihninde. Gerçekte, Postacı Juhanna diye birisi yoktu belki de! Fakat tanış Ben Bond, pekala bu rolü, iyi bir makyajla oynayabilecekti! Hayır, kuşkulanmanın bu kadarı fazladır diye mırıldanarak rehberdeki New Delhi bölümüne döndü.
“Yabancı gezgin ile kent merkezine birlikte gitme fikri fena değil, diye usundan geçirdi. Kalacakları yer, otel.. Yolları orada ayrılırmış! Ayrılsınmış! Ne çıkarmış bundan?
“Kaldı ki, içinde bulunduğu anın nesnel gerçekliği, sahihliği konusunda da tam, güvenilir bir duyuma sahip değildi. Evet, henüz değilmiş! Gerçek sandığı yanılsama ile bir düş akıntısında sürüklenip gitmesi de pekala mümkünmüş! Eğer durum böyle ise, Berlin’e geri dönüş; buradan gideceği uğraklar, Karls Klark’ın iradesine göre düzenlenmeyecekmiş nasıl olsa!
“Arada sırada kendi hayallerine bizzat el atsa egemen olsa bile, irade’nin anlamı yokmuş bu durumda! Pek sempatik bir çehreyle sokulup konuşan seyyah, tanış olsaymış fazla düşünmeyecekmiş!
Üstelik bu seyyah muy bien, se, okay gibi bir şeyleri yeğin yeğin tekrarlarken, Karls Klark’ın, evet hayır no, yes türünden yanıtını beklemez görünerek, para bozdurulan yerlere koşmuştu!
“Üstelik bu seyyah muy bien, se okay gibi bir şeyleri yeğin yeğin tekrarlarken, Karls Klark’ın, evet, hayır, no, yes türünden yanıtını beklemez görünerek, para bozdurulan yere koşmuştu!
“Nedir bu samimiyet, diye sordu kendisine. Sadık bir takipçi gibi ardına düşeceğini nasıl kestirmişti? Postacı Juhanna derken yeni bir Tanış daha! Kim gönderiyordu bu insanları?
“Evet, para bozdurup geri dönmüştü işte. Banknotlarını gizli yerdeki bez keseye yerleştirirken: “Estar listo, hazırım,” dedi “Torurist Camp’a şimdi gidebiliriz!” Kırk yıllık sırdaş sanki, gizli çıkınlarının Karls Klark tarafından görülmesinden korkmuyordu.
“Tanrı ve kendi adına, dürüst yorum yapması gerekiyormuş Kalrs Klrak’ın. Bu tebessümlerde sırnaşıklık yokmuş!
“Çalımlı bir poz kesme değilmiş sabah sabah karşısına çıkan Seyyah’ın bu davranışları. Bununla birlikte, dayanılmaz gibidir bu durum, diye içinden geçirdi. İçten geçenlerin, dışa sızması bir mim, bit tik olarak yansıma olasılığından ürkmüş gibi, mırıldandı: Yabancı yerde, yabancı bir çevrede olmak sevinç veriyor kişinin yüreğine, ve korku; çevrenin yabancılığından geliyor olsa gerek, diye anlamsızmış gibi söylenirken, Seyyah’a baktı.
“Sırt çantası omuzlarında kolları boşlukta sarkıyordu: ‘Yo Costamos!’ dedi yerinde capcanlı devinirken:’Kısaca, Don Carlos diye seslenebileceksiniz, ya, lütfen! Aile içinde bana Carlos, hatta zaman zaman Cos, Cos diye seslenirlerdi. Kalabalık bir ailem vardı! İkinci ara kuşak İngiliz sayılırım. Baba Guatemala beyazlarından, anne, bir plato muhaciri neyse! Esta ingles, Ben İngilizim,’ sürdürdü: ‘Haklısınız sevinçliyim ya! Mucho gusto en conocorse! Tanıştığıma memnun oldum!” gıdıklanır gibiydi..
“Karls Klark ‘Ben,’ dedi utangaç, çekingen birkaç mim yaptı. ‘Bütün gece istemeden rüya gördüm! Yadırgadığım hareketli bir sahnede tuhaf bir rol için hazırlıksız bir aktör gibiydim,’ dedi.
“Sıcak iklim insanları için bir durum söz konusu burda” diyerek, diyalog kurmaya çalıştı Don Carlos, bir tahmin yaptı: ‘Siz İskandinavya belki Doğu Avrupa’dan,’ dedi.
“Haklısınız, Mr Comos! Letonya, Estonya, Polonya, Rusya stepleri, İsveç. Nasıl anladınız? Tanıştık mıydı daha önce?
“Eh! İsminizi söylerseniz, tanışacağız!’
“Ben,’ yineledi, ‘evet, ben Karls Klark,’ diyebildi sonunda.
“Büyük uğultulu insan seli içinde çok hızlı bir tanışmaydı bu.
“Uçakta aynı sıradaydık, birkaç koltuk.. Fakat, Comos değil, Carlos! Sizi anlıyorum galiba biraz şakacısınız! Sanırım, Atinalı Aristophanes’in hicivli komedileri, Comos şarkıları.. Bu, size bir çağrışım verdi. Beni onlara benzettiniz. Dionysos bayramlarında halk çılgınca şarap içtikten sonra tuhaf giyitlerle sokaklarda dolaşır, dans eder ve Comos şarkıları söylerdi.
“Comos şarkıları! İşitmemiştim,’ diye söylendi Karls Klark.
“Her neyse farktmez!’ diye yineledi. ‘Carlos deyin bana, yeter! Baba ülkemden Carlos ismi bana heyecan verir!
“El sıkıştılar! Yeni tanış Don Carlos: ‘Sevinçliyim.. şundan sevinçliyim..’ vurgulu vurgulu anlatmaya koyulurken ilerlediler.
“Bir yığın insan arasında kendilerine yol açmaya çalıştılar. Bu gürültüde don carlos un sesi de anlattıklaı da işitilmez oldu. Fazla uzun sürmdi bu. Gelen yolcular, yazılı ikinci kapının önünde, oynak kamera ekranında onları yeniden görüyoruz şimdi.
“Karls Klark arkada, sıcak, nemli bir esinti içinde çok renkli bir kalabalıkla yüz yüze çarpştılar bir an. Kalın bir urgan, orada bekleyenleri zapt etmek için çıkışa gerilerek köşelere bağlanmıştı. Karşılayanlar kabarıp dalgalanmaktaydı.”
Tekin SonMez, ‘BenAras, Bilgelik Gizemi Hindistan,’ Roman, Birinci Bölüm :’ İnsanları Seveceksin Karls Klark,’ s. 21-23, 3.basım, Nis Media Yay. İst. 2008, ilk basım mayıs 2005