Güzellik , seçkinlik, ender bulunurluk ve insana verdiği huzur konusunda doğa sanatları fazla söz istemez.
İlkin toprak, su, hava ve güneş dörtlüsünün ortaya koyduğu ürünlere bakmak yeter. Bunları çok uzaklarda aramayın!
Stockholm’un devasa botanik müze sarayında aramayın.
New York’da, Londra’da, Güney Afrika’da, Paris’te, Venedik’te aramayın!Evet oralarda da vardır!
Bakın! Çevrenize bakın neredeyiz? Muğla, Köyceğiz, hemen Toparlar’ın alt tarafı, Ekincik, Sultaniye yolu…
Giz verir gibi bu kadar açık adres vermek yeter mi? Bakın orada kimleri göreceksiniz? Bir kaşif var orada!
Doğa kaşifi!
Dr. Ragıp Esener, orada Köyceğiz’de bir ütopya peşinde koştu, yaşadı ve onu ‘Saklı Cennet’ içinde gerçekleştirdi.
Muğla Köyceğiz çevresinde yaşayanlar! Sizlere sesleniyoruz! Güzeli neden uzaklarda arayacaksınız?
Bakın hemen çok yakında bir adım ötede doğa harikası renk renk görsellikler sizleri bekliyor.
Şirin Köyceğiz kent merkezinden Batı yönüne, Ekincik/Sultaniye yoluna sürün. 2 km bile gitmeden, hemen sağdaki köprüden geçer geçmez soldaki yüksek palmiyelerin altından içeri girin. Doğa ve çiçek kaşifi Dr. Ragıp Esener ve zarif eşi mimar Leyla Esener orada sizleri bekliyorlar…
Değerli İzleyici,
Ben ve eşim Feryal Hanım, tıpkı böyle sürdük. Görkemli seyirliklerden çekimle birlikte Sayın Ragıp Esener ile kısa bir söyleşi de yaptık.
Geçen yıl sonu Stockholm’den Muğla ve Köyceğiz’e de yolumuz düştü.
Bu yeni blog ile Köyceğiz ve çevresine, modern medya türü bir gazetecilikle tanıtım katkısı vermek üzere seri, katılımcı söyleşiler yaptık.
Daha önceleri ‘Simgesi Yeni Karia, Karia Arkaik’ adlı belgesel kitapta yayınlanan (2005) söyleşi sonrası, önceki iki sayfayı Köyceğiz Belediye Başkanı Sayın Erbay’ın söyleşisine ayırdık.
Saklı Cennet Köyceğiz’de, Palmiye Müzesi ütopyasına yıllar veren Dr. Sayın Ragıp Esener bu kez aşağıdaki sunum ile birlikte internet sayfasında.
Daha sonra ikinci bölümle sürecek söyleşiyi ve renk renk doğa sanatı örneklerini izleyelim.
Sevgi içtenlik… Tekin SonMez
SORU; Sevgili Ragıp Esener, 2002’de sizinle söyleşi yaptık. Dediniz ki ‘Türkiye’de Rize’den sonra hemen hemen en çok yağış alan bölge burası.’ İklim değişikliği söyleniyor. Köyceğiz’de değişti mi?
YANIT; İklim devam ediyor. Yağmurlar son yıllarda azaldı.
SORU; Bir müze tasarımınız vardı, bu Palmiye Müzesi tasarımı bugün ne aşamada?
YANIT; Bizim düşüncemiz yaşayan palmiye müzesiydi.
O oldu sayılır. Tabii eksik türler, büyümeyen bitkiler var ama en azından bir nüvesi oluştu.
SORU; 2002’deki söyleşide; ‘bahçemizde yaklaşık 100’e yakın palmiye türü var dediniz. Bu sayı nedir şimdi?
YANIT; Palmiye türü sayımız 140, bütün bitkiler 1000’in üzerinde.
SORU; Bu bir rekor sayılabilir mi?
YANIT; Botanik bahçesi için sayılmaz. Çok büyük örnekler var tabii.. ama bunda doğal bitkiler dahil değil. Doğal bitkilerimizi ben de tanımıyorum fazla, ama herhalde birkaç yüz çeşit doğal bitki bahçede var.
SORU; Doğal bitki, doğal beslenme bitkileri mi?
YANIT; Hayır! Buranın doğal bitki örtüsü, mesela küçücük otlar, çalılar bu tanıma giriyor.
SORU; Enerji veren bitkiler.. ilginiz devam ediyor mu?
YANIT; Şifalı bitkilere devam ediyoruz. Bazı, gene tropik bitkilerin Türkiye’de ilk üretimlerini yapıyoruz.
SORU; Çin’den getirdiğiniz bitkiler var, bunlarla da ilginiz devam ediyor mu? Bunları değerlendirebiliyor musunuz, insanlara şifa vermesi açısından. Bir sunum yapabiliyor musunuz?
YANIT; Bunlarla özellikle uğraşan kimseler var, bizde olduğunu biliyorlar, sadece fidan olarak veya fide olarak satış yapıyoruz.
Köyceğiz, Kasım 2009
Fotoğraflar; Feryal Özkale Sönmez, Söyleşi; Tekin Sönmez