Writer, Photographer, Journalist

Maya Halkı’nın eski kültürleri Guatemala’da yaşar, Antigua’da karnavala dönüşür. Böyle düşsel bir törende yaşamak da var! Örneğin karşıdan gelenleri korumak için yol kıyılarına dizilmiş Romalı askerleri sembolize eden insanlara bakınca, bir an Roma İmparatorluk tacını ve tahtını İstanbul’a getiren ve Başkent yapan I.Constantinus geliyor sanırsınız…

Romalı cengaverlerden bir bölümü karşıda.

Diz kapaklarına dek uzayan, beyaz zemin dikey çizgili eteklikleri, sağ ellerinde kalkanları…

Başlarında miğferleri, gergin sol kolları, ayaklarında çarıklar, bir ucu yere dayanmış imparatorluk mızraklarıyla heykel gibiler.

Gözleriyle ufka mıhlanmış, uzaklara bakıyor gibi görünürken kırmızı uçlu mızrakları ile her an kan dökmeye hazırlar.

Ne oluyor burada? Nedir tüm bunlar?

Ters bir uçuşla, eskilerde kalan öteki bir galaksiye mi konduk?

Donakalmış masal kahramanları mı yoksa bir sirk panayırında soytarı rolü oynamak için sahneye çıkmış palyaçolar mı?

Ne olduğunu tam anlayamadık!

Kamerama birkaç kez hızla basıyorum.

Pozisyonumu değiştirmek için yerimden kıpırdadım. İleride sepetindeki birkaç şeyi başının üstünde taşıyan bir kadın gördüm.

Epeyce ileride. Çocuğunu bir bohça ile sırtına vurmuş. Sağ eli ile sepeti tutuyor.

Çizgili giyitlerini bir yerden anımsadım. Deklanşore bir daha bastım ve görüntüyü büyüttüm ve aldım.

Biraz ötede buna benzer görüntüler ekrana girdi. Kızılderili, yerli iki kadın..

Evet! Bu manzarayı bir yerden amımsıyorum.

Bu arada romantik bir uyku hali de yaşıyorum.

Gerçeklerle mi bir aradayım? Yoksa düşlerle mi uçuyorum? Tam karar veremedim!

Biraz daha kıpırdadım ve karşıma açılan ufku ilkin gözlerimle taradım.

Romalı silahşörlerin karşılıklı çift sıra yüz yüze durdukları ortama yoğunlaştım.

Yol boşluğunu ve onları derin bir bekleyiş gerginliği içinde buldum.

Sezdim daha doğrusu. Roma imparatoru Sezar’ı mı bekliyorlar diye düşündüm.

Roma İmparatorluk tacını ve tahtını İstanbul’a getiren ve  Başkent yapan I.Constantinus mu geliyor?

Evet belki de o, bugünkü Sultanahmet Meydanı olan yer canlanıyor!

Büyük alana girecek olan ve bu cengaverler de I.Constantinus’u  bekliyorlar..

Evet! Kameramı tam zum yaparak cengaverlerin tolgaları ve mızraklarıyla bekledikleri yola döndüm.

Yolun ortasında çok wild/yaban renklerle işlenmiş bir halı gördüm.

Bütün sır, bu bana görüntü olarak ulaşan manzaranın gizemi bu halıdaki motiflerde olmalıydı?

Böyle düşündüm ve daha derin zum yaptım.

Teleskop gibi bir kamera var elimde.

Değerli İzleyici,

Tam bir büyütme yapınca halı üstündeki desenleri şaşkınlıkla gördüm.

Bu Quetzal Coalt! Evet Quetzal Coalt motifleri idi.

Aman Tanrım? Korkunç bir kurban törenine mi yuvarlandım düşümde?

Quetzal Coalt kuş/yılan simgeleri..

Bunları düşünmeye zaman bulamamıştım ki, uzaktan tütsüler ve ilahiler eşliğinde bir melodi ses vermeye başladı.

Tam keçileri kaçırmak üzereyim ki bu yolun en ucundan tütsülerle yola çokan mor giyitli çocuklar göründü.

Zincirlere bağlı buhurdanlıklarda, garip mor bir tütsü, havada grafikler çizerek yükseliyor ve yola boylu boyunca yayılıyordu.

Bu yağlıkları en son nerede görmüştüm? P

agan Constantinus ile İstanbul’a gelen öncü grupların ellerinde bunlar vardı.

Yol, arkaik Roma dönemlerinde görülen doğal taşlarla döşenmişti.

Bu taşların üzerinden geçen öncüler halıya basmadan yanlara doğru açıldılar.

Sevgi, içtenlik…
Tekin SonMez

Fotoğraflar T.S. kendi arşivinden

I.Constantinus

Leave a Reply