Değerli İzleyici,
Üçüncü yazıda; ‘Üşenmeyin ve Ani’ye gidin’ dedim. Kars Platosu merkezli bu içsel platonun yüksekçe bir yerine çıkın ve seyirlik olanları hayal pencerenizde canlandırın,’ dedim. Kendinizi bir an ‘Kaf Dağı’na Zümrüdü Anka Kuşu tarafından uçmaya davet edilmiş hissedeceksiniz. Çünkü, Kaf Dağı Masalları, buradan yayılır dünya edebiyatına. Erken yüzyıllarda kulaktan kulağa yayılan Binbirgece Masalları’nın betimlediği ‘pırlanta üçgen burasıdır,’ dedim.
‘Kars Platosu üçgenler üzerindedir,’ başlıklı beşinci yazıda; ‘..sulama, kentleşme, uygarlaşma gibi feodal aristokrası için zevk koşulları da oluşmuş,’ diyerek Ani üzerine bir saptama imgesi yaptım. Fakat Ani ve Kars Platosu’nun evrilme süreci konusunda bir şey söylemedim. Bu imgelemi, salt; ‘..sosyal örgütlenme feodal aristokrasiyi hazırlama performansı..’ gibi ikincil bir tümce ile destekledim.
Burada feodalizm/derebeylik ve Doğu toplumları konusunda bir çalışma alanına girme niyetim yok. Fakat Kars Platosu imgelemi ile buranın salt yüz, yüz elli yıllık geçmişinden mi söz edelim? Bu sınırlı yaklaşım, Kars Platosu tarih imgelemi için yeterli olur mu? Neden feodalizm/derebeylik! Buna dönelim.
Batı Roma İmparatorluğu’nun (İÖ. 27-476) yıkılışı ve bunun sonucu olarak toprağa bağlı köylülük üzerinde yapılanan düzenin feodalizm/derebeylik olduğunu biliyoruz. Bugün Güneydoğu Anadolu’da görülen, kendilerine verilen toprağı işleyerek geçimini sağlayan, karşılık olarak efendisine toprak kullanım bedeli ödeyen bir tür çiftçiler, Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölündüğü tarihle, yeni bir sınıf olarak tarih sahnesine çıktılar.
Ardılı gelen evre için Marx, derebeyliğin çözülme ve anamalcılığın ortaya çıkma süreci olduğunu söyler ve bunu ‘ilkel birikim’ diye adlandırır. Bu süreçte pek çok şeyin ticari alım satım nesnesi olması, toplumda farklı bir sosyal yapılanma yaratır/yarattı.
Derebeylik tarihsel evrilme içinde bir ara konak işlevi ile ileriye dönük bir evrilme olsa da çağımıza göre geri kalmış bir düzenektir. Ani Krallıklarına ise feodalizm derebeylik tanımı ile yaklaşmanın ve burada iz sürmenin fantezi değil çağına göre gerçekçilik olduğu kanısındayım.
Bu anlamda Ani, tarihsel evrilme düzeneğine bağlı kalarak, feodal krallık/derebeylik olarak gerekli sosyal ortamı gerçekleştirmiş bu sosyal/siyasal ve ekonomik konumuyla dönüşerek Kars Platosu’na; ardılı evre anamalcı/kapitalist ilişkilerle yansımış. Ani, en yüksek feodal kent uygarlığına, bağımsız Hıristiyan Gregoryen Prenslikleri döneminde ulaşmış. Bir şey daha var; şöyle ki Ani, bazı Avrupa ülkelerinden önce erken/kapitalist ilişkilere geçmiş.
Örneğin derebeylik sistemini Britanya Adasını istila eden Normanlar (1076) İngiltere’ye taşıdılar. Derebeylik ardılı gelen anamalcı düzenekle pek çok şey ticari alım satım metası oldu ve toplumda devingen farklı bir sosyal yapılanma ortaya çıktı.
Tüm bunlarla Ani’de feodalizm yerini anamalcı ilişkilere devretmek üzere doğal hazırlıkları yapmış ve ‘..Ani bu çevrenin kalbi olarak beyinsel gelişmelere dayalı ekonomik, sosyal yapılanma, ulaşım, sulama, kentleşme,’ koşullarını da yaratmış, diyorum. Bunun dönemsel coğrafi düzlemde nesnel tarihi koşulları ve örneği de var.
İşte hemen Kuzey’de ‘Hazar İmparatorluğu’ imgelemi ile tarihsel dizgeleri de, yerleşik durağan zihinleri de karıştıran ve 6./10. yüzyıllarda Kafkasya’yı aşağıdan dalga dalga saran Arap istilasına karşı koruyarak, böylece hem Avrupa’yı, hem de Kars Platosu’nu koruyarak varolan feodal devlet. Evet! Hazaralar! ‘Hazarya, Doğu Avrupa’nın ilk feodal devletlerinden biridir,’ diyen Artamonov’a kulak verelim.*
Değerli İzleyici,
Çevresine göre erken yaşanmış sosyal/siyasal/ekonomik evrilmeler coğrafyası ile içselleşen Kars Platosu’nun kalbi olan Ani’ye üşenmeyin gidin, yüksekçe bir yerine çıkın ve seyirlik olanları hayal pencerenizde bir kez daha canlandırın ve orada hayal üçgenleri kurun…
Sevgi, içtenlik
Tekin Sonmez
*Artamonov M.I.‘Khazar History’ Leningrad, 1962, akt; A. Koestler