Writer, Photographer, Journalist

Yeni

Henrik von Düben, Johan Kaspar Kröcker, J C Jacobsen ve Carl Jacobsen, Fritz Dölling (1824 – 1903) ve Carl Gustaf Simonsson, Johann Hartmann (1830-1874), Franz Heis (1838 – 1898) ve Johann Kalb gibi, Almanya’dan yüzyılın ortalarında İsveç’e işçi, ya ustabaşı olarak gelmiş ve bu ülkede iş sahibi olmuş Almanlar.. İsveç ticaret ve endüstri tarihine katkıları oldu ve o döneme göre İsveçli milyonerler oldular. Ressam Zorn’u dünya sahnesine çıkaran faktörlerden birisi…

Henrik von Düben, Johan Kaspar Kröcker, J C Jacobsen ve Carl Jacobsen, Fritz Dölling (1824 – 1903) ve Carl Gustaf Simonsson, Johann Hartmann (1830-1874), Franz Heis (1838 – 1898) ve Johann Kalb gibi, Almanya’dan yüzyılın ortalarında İsveç’e işçi, ya ustabaşı olarak gelmiş ve bu ülkede iş sahibi olmuş Almanlar.. İsveç ticaret ve endüstri tarihine katkıları oldu ve o döneme göre İsveçli milyonerler oldular. Ressam Zorn’u dünya sahnesine çıkaran faktörlerden birisi...

Anders Zorn, 18 Şubat 1860’da Mora/İsveç, Dalarna bölgesinde 150 yıl önce basit fakat yoksul olmayan bir köyde doğdu. Siljan akarsuyu çevresindeki kırsal insanları gibi doğa yaşam koşullarında büyüdü. Yıldız bir sanatçı söz konusu ise, onu birbirine koşut iki ayrı düzlemde izleyebiliriz. İlkin bir ressamın, arkaplanla, yaşamla varsıllaşması için fiziki çevre.. çoğrafya, doğa, kent, ülke gibi […]


Guatemala’da renk panayırının izinde ve Todos Sandos… Çivitsi bir gökyüzünde kızılcık bir fiesta var sanırsınız. Burada herşey çocukluk rüyalarınızdaki civcivli renk karnavalıdır.

Guatemala'da renk panayırının izinde ve Todos Sandos... Çivitsi bir gökyüzünde kızılcık bir fiesta var sanırsınız. Burada herşey çocukluk rüyalarınızdaki civcivli renk karnavalıdır.

Dağ doruğu Todos Santos, antropolojik bir müze çağrışımı verir. Sıklamen geçişli kırmızılar… Alev alev kızıllık ve mavi tonlarının yanı sıra beyaz, siyah ve yeşil de unutulmamış. Hayır turkuaz yok. Çivitsi bir gökyüzünde kızılcık bir fiesta var sanırsınız. İşte bu renk panayırı, binlerce yıl öncesini sergileyen desenler karnavalıdır. Size özgü, sizin olan renk totemine yaklaşmayı deneyeceğiz […]


Guatemala’da renk panayırının izinde ve tanrıların terasları.. Todos Sandos… Çivitsi bir gökyüzünde kızılcık bir fiesta var sanırsınız…

Guatemala'da renk panayırının izinde ve tanrıların terasları.. Todos Sandos... Çivitsi bir gökyüzünde kızılcık bir fiesta var sanırsınız...

Dağ doruğu Todos Santos, antropolojik bir müze çağrışımı verir. Sıklamen geçişli kırmızılar… Alev alev kızıllık ve mavi tonlarının yanı sıra beyaz, siyah ve yeşil de unutulmamış. Hayır turkuaz yok. Çivitsi bir gökyüzünde kızılcık bir fiesta var sanırsınız. İşte bu renk panayırı, binlerce yıl öncesini sergileyen desenler karnavalıdır. Size özgü, sizin olan renk totemine yaklaşmayı deneyeceğiz […]


Kars Platosu dedik, William Shakespeare adlı piyes yazarı, Romeo ve Juliet diye bir eser çıkardı karşımıza… Kağıttan şatolar, kartondan kuleler, buzdan bir kale kenti Bardız tarihi diye yola çıktık! Bir demirkır atlı karşımıza çıktı. İyi de bu demirkır atlı dururken, biz, Bardız Tarihi’ni, Shakespeare piyeslerinden mi öğreneceğiz?

Kars Platosu dedik, William Shakespeare adlı piyes yazarı, Romeo ve Juliet diye bir eser çıkardı karşımıza... Kağıttan şatolar, kartondan kuleler, buzdan bir kale kenti Bardız tarihi diye yola çıktık! Bir demirkır atlı karşımıza çıktı. İyi de bu demirkır atlı dururken, biz, Bardız Tarihi’ni, Shakespeare piyeslerinden mi öğreneceğiz?

Bardız tarihi yazmaya kalkışmak cesaret ister! Cahil, cesur olur diye bir söz de var! Gerçek mi? Kimilerine göre çok, çok kolay! Cesaret , köşedeki fotoğratı tanımak değil. Onun duygularını anlama çabası ister. Kimdir bu? Neden ata binmiş? Neden o cazibeli görüntüyü vermiş? Kız kaçırmaya giden bir atlı mı? Okula gitmek için at binen bir ağa […]


Brezilya’dan hem de samba yapa yapa Stockholm’e ulaşan bir karpuz öyküsüdür bu. Karpuz için kusursuz yaşam, kusursuz bir şiir gibi akıp gidiyor, bu eksi on beş derece soğukta…

Brezilya’dan hem de samba yapa yapa Stockholm’e ulaşan bir karpuz öyküsüdür bu. Karpuz için kusursuz yaşam, kusursuz bir şiir gibi akıp gidiyor, bu eksi on beş derece soğukta...

Vattenmelonen är det. Bir karpuz! This is a watermelon. Det är en vattenmelon. Bugün 14 Şubat  2011,  yer Stockholm. Aşıklar günü, ya da sevgililer günü. Sevgililer günü gittikçe yaygınlaşan ve kitleselleşen günlerden birisidir. Yaşam gelip geçerken ayrıntılarla yiten pek çok şey olur. Böyle günler anımsatır da… Tadını alamayıp, ayırdına varamadığımız anlar sayısızdır. Değerli İzleyici, İşte […]


Bedrettin Cömert’ten mektup, yetmişli ilk yıllar ve Yansıma Dergis’nde ilk sayıları ile yazan kuşak hemen hemen tümü aramızdan ayrıldılar… Geride mektuplar kaldı. Mektuplar en güvenilir kaynaklardır.

Bedrettin Cömert'ten mektup, yetmişli ilk yıllar ve Yansıma Dergis'nde ilk sayıları ile yazan kuşak hemen hemen tümü aramızdan ayrıldılar... Geride mektuplar kaldı. Mektuplar en güvenilir kaynaklardır.

Yansıma Dergisi gibi bir blog ile yola çıkıyorsunuz. Nasıl bir yazım türü sizi bekliyor? Deneme, anı ya da belgeye dayalı inceleme araştırma yazım türleri var. Elinizde sınırlı seçenek var yine de. Bu seçeneklerden birisi belgelerdir. Yazınsal metni belgelere yaslandırmak olasıdır. Öteki seçenek ise bellek dağarında kalanlar olur. Bunlar anı türü kulvarına girer. Öznellik ağır basar […]


Arjantin ve Buenos Aires, Tango’yu ve nüfus hareketleri tarihini, göçmenliğin tarihini anlatır veTango ise ‘Sevgililer Günü’ nü anımsatır…

Arjantin ve Buenos Aires, Tango'yu ve nüfus hareketleri tarihini, göçmenliğin tarihini anlatır veTango ise 'Sevgililer Günü' nü anımsatır...

Arjantin Avrupalı nüfus hareketleri ile şekillendi…. Göçmenler tarafından yaratılan çok kozmopolit bir ülkedir Arjantin. Arjantin, salt Arjantin değildir! Bir başkent var, bir de tongo bu ülkede… Buenos Aires hem başkent hem de Tango’nun kalbidir. Buenos Aires,(Bakire Meryem’den) ‘İyi Rüzgarlar’ anlamındadır. Buenos Aires’de hayat sadece futbol değil daha çok Tango’dur. Esta bien, iyi mi? Bueno, iyi. […]


Ankara, 1945, erken 1950’ler ve Kars Platosu’nda başlayan ve Ankara’yı mekan kılan Cemal Bey Efsanesi’ne giriş… Cemal Bey Efsanesi yeni doğan Başkent üzerinde yükseliyor. Erken Anadolu uygarlıkları kapsamında Hitit/Hatti yükseliş dönemini şatafatla yaşayan arkaik köklü bir Başkent Hattuşaş ile çağdaş, karındaş bir Angaru.

Ankara, 1945, erken 1950'ler ve Kars Platosu'nda başlayan ve Ankara'yı mekan kılan Cemal Bey Efsanesi'ne giriş... Cemal Bey Efsanesi yeni doğan Başkent üzerinde yükseliyor. Erken Anadolu uygarlıkları kapsamında Hitit/Hatti yükseliş dönemini şatafatla yaşayan arkaik köklü bir Başkent Hattuşaş ile çağdaş, karındaş bir Angaru.

Kars Platosu, Sarıkamış, Ankara… Bu eksen üzerinde iz süreceğiz yine. Önümüzde iki düz koşu kulvarı var. Birbirlerine paralel işleyen ikili bunlar. Daha sonra dönemeçli koşular olacak. Kars Pllatosu gerçeği… Nüfus hareketleri ve yeni doğan bir Başkent. Cemal Bey Efsanesi Başkent üzerinde yükseliyor. Açık bir roman sayfalarında dalgalar halinde görüyoruz onu. Ankara, bugünkü haber yazı, denizin […]


Ankara romanına giriş… Erken sıçrama gerektiren bir yüksek atlama kulvarı ve ön taraf açık koşun, koşun… Seksen yıla sığdırılmış bir insan ömründen nasıl söz edebiliriz?

Ankara romanına giriş... Erken sıçrama gerektiren bir yüksek atlama kulvarı ve ön taraf açık koşun, koşun... Seksen yıla sığdırılmış bir insan ömründen nasıl söz edebiliriz?

Ankara romanı nasıl yazılır? Herhangi bir Ankara romanı evet. Seksen yıla sığdırılmış bir insan ömründen nasıl söz edebiliriz? Böyle yalın bir soru var! Bu kişi kimdir? Yine yalın bir soru yanıt geldi! Bir köy çocuğu, diye bir yanıt işitildi. Fakat hızlı bir temel eğitimle erken yükselen bir yüksek atlama kulvarı da var, diye öteden bir […]


Zorn, Målarnas målare har han ofta kallats. Han är hundra femtio år nu. Zorn için gerçek yaşam olan, sanatı ile soluk alıp vermesi ölümünden doksan yıl sonra sürüyor.

Zorn, Målarnas målare har han ofta kallats. Han är hundra femtio år nu. Zorn için gerçek yaşam olan, sanatı ile soluk alıp vermesi ölümünden doksan yıl sonra sürüyor.

Anders Zorn, 16 Şubat 1860’da doğdu. Bu ne demektir? O, doğum günü hesabıyla, Zorn 150 yaşında, demektir. Nirengi noktası ise gelmiş geçmişlerin en iyilerinden bir resim dehasının yaşamı, sanat ile bugün de sürüyor demektir. Ölümsüz, sözü yer alır konuşmalarda, kimi olaylar ya da kimilerinin dünyasal varlıkları için. Değerli İzleyici, Siyaset, sanat, kişileri olduğu gibi, inanç […]


Stockholm’den bir sergi geldi, geçti; ‘Bits and pieces between life and death. “Turn a soldier’s pockets insideout and see what falls out. ‘What did the pockets of a World I Germany soldier contain? ‘How were American soldier fed in World II?

Stockholm'den bir sergi geldi, geçti; 'Bits and pieces between life and death. “Turn a soldier’s pockets insideout and see what falls out. 'What did the pockets of a World I Germany soldier contain?  'How were American soldier fed in World II?

Karlı bir günde Asker Müzesi’ne gittik. Kuşların, ağaçların uyuduğu bir saatti. Bu müzede özel bir sergi vardı. Adı; ‘Bits and pieces between life and death.’ Torbjörn Leskog’un (Leskog’s collection) bir kolleksiyonu; ‘Saker och ting mellan liv och död.’ Şöyle ki; adı şeyler ve nesneler. Sunuşta ilk önce bir tümce vardı. “Turn a soldier’s pockets insideout […]


Kars Platosu, Batı’ya dönük nüfus hareketleri, diyoruz, işte 2 Haziran 1956 Osmaniye doğumlu ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç…

Kars Platosu, Batı'ya dönük nüfus hareketleri, diyoruz, işte 2 Haziran 1956 Osmaniye doğumlu ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç...

İşte bu kez böyle etkin aktif bir efsane düşü…. Yollardayız, Ankara’dayız ilkin. Sonra Kars Platosu, romantik anlatı ortamı… Gündem nasıl oldu? Şöyle oldu? Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve ikinci çeyrek dolmadan hızla atak yapan Batı’ya dönük nüfus hareketleri..  Boş kalan köyler ve farklı insan dalgaları ile Kars Platosu insan haritasına bir damga vuruyor. Evet! […]


Keloğlan Bir Destan; ‘Ayak yalın baş açık. Köyün tüm çocukları birdir bir, çelik çomak, uzuneşek oynardık…

Keloğlan Bir Destan; 'Ayak yalın baş açık. Köyün tüm çocukları birdir bir, çelik çomak, uzuneşek oynardık...

Elektriksiz, düğmesiz, camsız televizyonu kurduk eve… Evi verdik yele. Yel tekerlendi daha bulunamamış telefon telinden geçti oldu deve… Değerli İzleyici, Keloğlan Bir Destan, bu satırların yazarının otuz yıl önce yayımladığı bir tasarımdır. Bir hayal perdesidir. Önsözü şöyle başlıyor; ‘Haftalık Yansıma Gazetesi için yazılmış ilk bölümler, (Mayıs- Haziran 1980) bu gazetede yayımlandı. ‘Kitabın ortalarına dek düşlemle […]


Orhan Veli bir insanın yaşamını nasıl doldurur? Kitap yitse, yok olsa bile izi kalır ve Sahaf Kitap ve Sayın Şeref Özsoy ile söyleşi…

Orhan Veli bir insanın yaşamını nasıl doldurur? Kitap yitse, yok olsa bile izi kalır ve Sahaf Kitap ve Sayın Şeref Özsoy ile söyleşi...

İnsan erken yıllarda kitap kulvarına girerse ne olur? O kişi, o yolcu olur mu? Değişen dünyada farklı insanlarla bir araya geldiğinde, haz vermeyen, istenç dışı yerde ve koşullarda yaşamak zorunda kaldığında o insan, kitaplarla daha derin bir yaşama sarılır. Söyleşide farklı bir yol izleyeceğiz! Konu  çocuk/insan/kitap odağı olur burada. İnsan/çocuk bir gün aynaya bakar! Kendisini […]


Tolstoj; Savaş ve Barış; Bits and pieces between life and death. Tolstoj (Lev 1828-1910) insanlığın bu tutkusunu ‘Savaş ve Barış’ adlı realist/gerçekçi romanıyla yansıttı ve unutulmazlar arasına girdi bu roman ve Tolstoj. Bu erekle, modern gazetecilik adına bu kez bir askeri müzeye gittik.

Tolstoj; Savaş ve Barış; Bits and pieces between life and death. Tolstoj (Lev 1828-1910) insanlığın bu tutkusunu 'Savaş ve Barış' adlı realist/gerçekçi romanıyla yansıttı ve unutulmazlar arasına girdi bu roman ve Tolstoj. Bu erekle, modern gazetecilik adına bu kez bir askeri müzeye gittik.

Saker och ting mellan liv och död. Nesneler ve şeyler arasında yaşam ve ölüm. Evet! Nesneler ve şeyler arasında yaşam ve ölüm. Bu tümce geniş bir anlam içeriyor. İnsan, nesneler ve şeyler arasında yaşar ve ölür anlamında gibi görünüyor ilk bakışta. Geniş açıdan bunu görür insan. Yerine göre nesnelerin arasına doğar, şeylerin arasında gidip gelerek […]


Zorn için Cezanne’ın;‘Bir göz fakat aman tanrım ne göz’ dediğini Claude Monet aktarıyor…

Zorn için Cezanne'ın;‘Bir göz fakat aman tanrım ne göz’ dediğini Claude Monet aktarıyor...

Resim sanatında farklı olan şey, öge nedir? Görsellik, renk, folklorik ögelerin kullanımı gibi.. diyebiliriz ilk balışta. Zorn sonuç olarak öteki ressamlar gibi görsellik ve renk peşinde koştu. Bu durumda, onu öteki ressamlardan ayıran özellik nedir? Zorn için Cezanne’ın;‘Bir göz fakat aman tanrım ne göz,’ dediğini Claude Monet aktarıyor, çevresine. Değerli İzleyici, Anders Leonard Zorn zorluklar […]


Edebiyat, yazınsal metin sessizlik ister ve Bilgelik Gizemi Benaras… ‘Yeğin el’li, güzel; gözalıcı renklerle donanmış saree giyimli bayanlar, ağır, değirmi kalçalarını bu tür konaklama ile toprağa huzurla bırakıp haldır haldır çalışmaya başlıyorlardı…’

Edebiyat, yazınsal metin sessizlik ister ve Bilgelik Gizemi Benaras... 'Yeğin el’li, güzel; gözalıcı renklerle donanmış saree giyimli bayanlar, ağır, değirmi kalçalarını bu tür konaklama ile toprağa huzurla bırakıp haldır haldır çalışmaya başlıyorlardı...'

Edebiyat, yazınsal metin sessizlik ister, üstbaşlığı var yukarıda. Bu başlık konusunda fazladan bir açıklama gerekmiyor. Tekin SonMez’in ‘BenAras’ adlı romanından bu parçayı sessizlik içinde sunuyorum. Bu blog çok uzaklardan sizlere yaklaşmak ister… Sessizliğin sesi ile varlığını sizlere duyurmak için, konumundan ötürü belki de hep sessizlik isteyecek bu blog. Sessizliğin sesi ile sevgi, içtenlik. Tekin SonMez, […]


Kars Platosu, Batı’ya dönük nüfus hareketleri ve ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç…

Kars Platosu, Batı'ya dönük nüfus hareketleri ve ‘Soyaile’ Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi, yaklaşık yüz yılı kapsayan bir süreç...

İşte bu kez böyle etkin aktif bir efsane düşü ile yollardayız. Ankara’dayız ilkin. Sonra Kars Platosu, romantik anlatı ortamı gündemde. Nasıl oldu? Şöyle oldu? Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve ikinci çeyrek dolmadan hızla atak yapan Batı’ya dönük nüfus hareketleri.. boş kalan köyler ve farklı insan dalgaları ile Kars Platosu insan haritasına bir damga vuruyor. […]


Baba ile oğul, anne ile evlat, kardeş kardeş olduğu halde, kitap gelince yol ayrılır. Örnek mi işte, Serkan Özburun ile söyleşi…

Baba ile oğul, anne ile evlat, kardeş kardeş olduğu halde, kitap gelince yol ayrılır. Örnek mi işte, Serkan Özburun ile söyleşi...

Yol konusunda çok yazıldı. Bir de ‘o yolun yolcusu,’ denir Türkçede. Evet, kitap da o yolun yolcusu olur! İki yalın anlamda böyle; a)Her kitap, kendi yolunun yalnız yolcusudur, b)Her kitap, öteki kitaplarla bir yolda düşe kalka yaşam uğraşısı verir. Konusuna göre kitap, ilgisiz öteki alanda yazılmış kitaplarla bir çuvala konulur. Oysa o kitap kendi yolunun […]


Ankara , Bilgin ailesi.. Seyhan Palas söylencesi. Bu haberde kent Ankara.Hititler yükseliş dönemini şatafatla yaşayan arkaik köklü bir kent… 1950’leri içeren bir Ankara romanı böyle bir ortamda sahne alır.

Ankara , Bilgin ailesi.. Seyhan Palas söylencesi. Bu haberde kent Ankara.Hititler yükseliş dönemini şatafatla yaşayan arkaik köklü bir kent... 1950’leri içeren bir Ankara romanı böyle bir ortamda sahne alır.

Bir öykü var bugün yine. Renkli bir hayat yaşamış, 1906 doğumlu ‘Ahmet Bilgin’ öyküsü. Geçen yüzyılın başları. Bu öykü 1950’lerde Anadolu’dan yola çıkıp, gelip Başkent’i kapsar. Olay şimdi başka bir mercekte ve belki üç boyutlu. Bu satırların yazarı bunu farklı bir ekranda izliyor. Değerli İzleyici, Bu blog kent, insan, olay motifli ‘haber konu/lara daha yatkın. […]


Bugün, bir ailenin geride bıraktığı o topraklara… Soğanlı Yaylalarına, Coruh Kanyonlarına gidiyoruz. Tren hızla ilerliyor. Pasinler Ovası, Erzurum, Horasan’ı geçtik Sarıkamış yaklaştı…

Bugün, bir ailenin geride bıraktığı o topraklara...  Soğanlı Yaylalarına, Coruh Kanyonlarına gidiyoruz.  Tren hızla ilerliyor. Pasinler Ovası, Erzurum, Horasan’ı geçtik Sarıkamış yaklaştı...

Bugün yine Kars Platosu’na gidiyoruz. Altımızda Doğu Ekspresi! Umutlu düşler.. düş kırıklıkları, acı, sevinç, ayrılık, kavuşma hayalleri nereden nereye… bakın yine Anadolu’yu bir uçtan öteye uça uça geçiyoruz… Sarıkamış 1936 logosu ile, bu bir blog işte, hayal değil mi… Bizleri oralara uçuracak! Evet! Sarıkamış 1936 ile bugün, Soğanlı Yaylalarına, Coruh Kanyonlarına gidiyoruz. Bugün, bu ailenin […]


Madalya koleksiyonu, kılıç, silah ve tören merakı. Nedim Bey ve bir efsane ki Edip Özkale ailesi efsanesinde özünü bulur. Edip Özkale kimdir? Harita Genel Müdürlüğü Kd. Harita Müh. Albay rütbesiyle emekli oldu. Arşivleriyle, Osmanlı dokümanlarıyla tanındı ve geride ömür verdiği ve günyüzüne çıkmasını beklediği birikimlerini dosyalayarak yaşadı Edip Bey…

Madalya koleksiyonu, kılıç, silah ve tören merakı. Nedim Bey ve bir efsane ki Edip Özkale ailesi efsanesinde özünü bulur. Edip Özkale kimdir? Harita Genel Müdürlüğü Kd. Harita Müh. Albay rütbesiyle emekli oldu. Arşivleriyle, Osmanlı dokümanlarıyla tanındı ve geride ömür verdiği ve günyüzüne çıkmasını beklediği birikimlerini dosyalayarak yaşadı Edip Bey...

Efsanelerle yaşayan insanlar vardır. Ya da efsaneleri yaratanlar… Homeros ve ailesi ikinci kümede yer alır. Efsane peşinde koşan kimilerinin de bu koşudan haberleri olmaz. Kılıçlar, madalyalar, silahlarla ve onlara bağlı törenlerle yaratılan efsaneler unutulur. Her madalya, bir efsaneye açılır. Her silah bir efsaneyi bitirir. Her kılıç darbesi bir efsanenin ömrüne kefen biçer. Düellolarda vuranlarla vurulanları […]


Zorns far, den tyske bryggmästaren Johann Leonard Zorn, föddes 1831 i byn i tysklan.. Almanya… Üstteki ‘Midnat’ geceyarısı, adını taşıyan bu yağlı boya resmi (1891) salt bu bölgenin doğal örtüsüsnü değil, bu bölge insanını, kadın konumunu, şöyle ki yüz yirmi yıl öncesi İsveç kırsal alanında kadın nedir bunu da yansıtıyor.

Zorns far, den tyske bryggmästaren Johann Leonard Zorn, föddes 1831 i byn i tysklan.. Almanya... Üstteki 'Midnat' geceyarısı, adını taşıyan bu yağlı boya resmi (1891) salt bu bölgenin doğal örtüsüsnü değil, bu bölge insanını, kadın konumunu, şöyle ki yüz yirmi yıl öncesi İsveç kırsal alanında kadın nedir bunu da yansıtıyor.

Anders Zorn… Halk yaşam motifleriyle doğacı yağlıboya resimleri… Bugün geçmişten daha güçlü yaşamayı sürdüren bir ressam, yontucu, grafiker. Salt müzayede, açık artırma alım satımları değil onu öne çıkaran konu. Onun resimlerini o noktaya getiren gerçeklik, resimlerinde yaşıyor ve hep yaşayacak, dedim önceki yazıda. Bu konuyu bir örnek işte. Şöyle ki yazın sanatı bu duruma farklı […]


Kars Platosu çıkışlı 1922 doğumlu Belkıs Hanım’dan, modern Türkçe ile yazılan mektuplar ki, seçkin kesimlerde olan zihinsel bir etkinlik yapıyor, mektup yazıyor! Ussal ve estetik bu etkinlik, bir yanıyla inci gibi bir yazıyla iletişim kuruyor, öte yanıyla düşünsel açıklamasını, betimlemesini örgensel bir beyin becerisiyle sergiliyor. 1922 doğumlu! Belkis Hanım’ın oğlu Soyaile Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi…

Kars Platosu çıkışlı 1922 doğumlu Belkıs Hanım'dan, modern Türkçe ile yazılan mektuplar ki, seçkin kesimlerde olan zihinsel bir etkinlik yapıyor, mektup yazıyor! Ussal ve estetik bu etkinlik, bir yanıyla inci gibi bir yazıyla iletişim kuruyor, öte yanıyla düşünsel açıklamasını, betimlemesini örgensel bir beyin becerisiyle sergiliyor. 1922 doğumlu! Belkis Hanım'ın oğlu Soyaile Başkanı Sayın Ahmet Raci Göktaş ile söyleşi...

Bugün bir mektup var. Bir değil, iki! 1987’de yazılmışlar. Heyecan verici değil mi? Tüm zamanlarda insanlık için çok boyutlu ve duygulandırıcı ve hassas bir konudur mektup! Mektup yazmak bir uygarlık ve çağcıl olma göstergesi. Bir coşku içerebilir.. romansla dolup taşar ya da melankolik duygular taşıyabilir mektup. Fakat ne olursa olsun, ona mektup diyebilmemiz için, ondan […]